DÜNYANIN KÜLTÜREL DOKUSU VE DEĞERLERİ
Dünyada 206 ülke bulunmaktadır. Bütün ülkelerin kültürleri farklı, ama insanlık tektir.
Her ülkenin; sosyoloji yapısına özgü maddi ve manevi değerlerini yaşam şekline yansıtan, gelecek nesillere aktaran, düşünce ve fikirlerini sentezleyen belirli bir milli kültürü vardır.
Ülkelerdeki toplum hayatları; örf, adet, usul, teamül, gelenek, görenek ve yasa gibi kavramlar altında toplanan, benimsenen ve uyulması gereken yazısız ve yazılı hukuk kurallarına göre düzenlenmiştir.
*
Bir küresel köy görüntüsü veren dünya coğrafyasında yer alan ülkelerin, yüzyıllar boyunca oluşagelen kültürlerini, başka bir ifadeyle değerlerini öğrenmek, kavramak ve anlamak için; öncelikle dünya tarihi ve gizem dolu evren hakkında genel bilgi ve fikir sahibi olmak gerekmektedir.
*
Tarihsel sürece genel olarak bakıldığında, ülkelerin kültürel dokularında yaşanan güzelliklerin yanı sıra, akıllardan hiç çıkmayan sürekli sosyolojik sorunlarla karşı karşıya kalınmış, bu kronik acı hatıralar insanlara mutluluk yerine sadece üzüntü ve hüzün getirmiştir.
Buna bağlı olarak, küresel doku da zaman zaman bozulmaya yüz tutmuş ve tam olarak düzeltilememiştir.
*
Gününüzde de, tarihte görüldüğü gibi, tekerrür eden bir takım benzer olumsuz gelişmeler dikkati çekmektedir.
Bu trajik tablo, her yönden, günlük dünya basınında yer alan haberlerde ve makalelerde açıkca gözler önüne serilmektedir.
*
Entelektüel çevrelerce bu olgunun başlıca nedeni; “Evrensel değerlerin yeterince tanımlanmaması, anlaşılamaması ve günlük hayata geçirilememesinin yanı sıra paraya ve materialist nesnelere odaklı bir hayat felsefesi korelasyonundan uzaklaşılamaması,” olarak açıklanmaktadır.
Öte yandan: Eğitim, bilim, kültür ve ortak değerler yoluyla küresel iletişim ve barışa katkıda bulunmak üzere kurulmuş olan UNESCO’nun raporlarına göre, dünya ülkelerinde okuryazarlık oranı istenilen düzeylerde değildir.
Ayrıca, yapılan bilimsel araştırmalar; dünya toplumlarındaki kitap okuma oranlarının giderek düştüğünü ve yüksek teknoloji ürünlerinin insanlık üzerinde egemenlik kurduğunu göstermektedir.
*
Bu durum; “Birleşmiş Milletler teşkilatı’nın iş birliği ve koordinasyonunda evrensel değerlerin (Gerçeğe Saygı, Bilim, Eşitlik, İnsan Onuruna Saygı, Kişisel Bütünlük, Maneviyat, Bilgelik, Milli Duygu, Anlayış, Vicdan, Hukuk, Etik, Adalet, Empati, Sevgi vd.); özel bir başlık kapsamında, altı çizilerek, dünya ülkelerinin eğitim programlarına daha çok alınmasını gerekli kılmaktadır.
Evrensel değerlerin; uluslararası stratejik sosyo-ekonomik planlamalarda, devletler arası politik ilişkilerde ve her türlü kültürel platformlar ile sanat, edebiyat, müzik ve spor faaliyetlerinde daha çok ön plana çıkarılması büyük önem taşımaktadır.
*
İnsanlık, kutsal değerler bağlamında yaratılmıştır. Doğa, insan ve hayvan hakları çok anlamlıdır.
Dünyanın küresel kültür belleğinde kayıtlı bulunan değerler; dünya toplumlarını güçlü ve kalıcı kılacak, vazgeçilmez ve genel kabul gören ortak unsur ve paydalardır.
*
Ancak insanlık, söz konusu evrensel değerlerin genellikle farkında değil gibi…
İnsanlık; eleştirel ve kurgusal tarih felsefesi ile tarihin kavramsal bir bakış açısıyla yorumlanmasını bir kenara mı bırakmaktadır?
İnsanlık, sahibi olduğu zengin kadim kültürel ve evrensel değerlerin kıymetini bilmeyip, tarihten alınacak dersleri ıskalayıp, Uzay Çağı’nda kendisini mutlu kılacak yeni değerler mi aramaktadır?
Öyle de olsa, insanlık; bu yeni değerlerin neler olduğunu henüz bilmemektedir sanki…
Kim bilir?
*
Bu konuların değerlendirilmesini tarih, toplum ve siyaset bilimcilerine bırakmak yerinde olur.
FACEBOOK YORUMLAR