Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

DÜNYANIN HALLERİ ÜZERİNE BİR KAHVE SOHBETİ

12 Nisan 2021 - 14:08 - Güncelleme: 13 Nisan 2021 - 14:34

Aylardan Nisan. Bir bahar günü.  Dışarda yağmur yağıyor. Kahvemizi  yudumlarken dünyanın hallerinden söz ediyoruz. Düşünceler,  düşüncelere kapılarını açıyor.

*

Sonsuz evren, galaksilerden; galaksiler de milyarlarca yıldız ve gezegenlerden oluşmaktadır. Dünyanın  ev sahibi Samanyolu Galaksisi, birkaç yüz milyar yıldızdan ve yedi gezegeni kapsamaktadır.

Güneş Sistemi’deki dünya gezegeni,  büyük görünüyor; ama evren içinde çok küçük bir noktadır.

*

Bu küçük noktada insanlık; gizemli olaylar, mutluluklar ve hüzünlerle dolu dramatik ve trajik öyküsünü, bir gerçeklik, bir düş, bir yanılsama, bir masal, bir destan, bir efsane gibi yaşamakta; tarih, bu olağanüstü öyküyü  hiç durmaksızın kaleme almakta; insanlara  gereken dersleri sunmaktadır.

.

Dünyada, yedi kıta, 208 ülke ve yaklaşık sekiz milyar insan vardır.

Ülkeler, çok gelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkeler, kalkınmakta olan ülkeler, az gelişmiş ülkeler ve geri kalmış ülkeler olarak sıralanmaktadır.

*

Her ülke; farklı tarih, devlet, toplum, gelenek, kültür, ekonomik ve sosyoloji yapıyı bünyesinde barındırmaktadır.

Bu bağlamda bütün insanlar, kendi kader çizgilerindeki ailelerden, toplumlardan ve ülkelerinden gelmektedir.

Aynı şekilde insanlar, çok çeşitli dillere, geleneklere, kültürlere, inançlara;  sayısız değer ölçülerine, ön yargılara  ve kişisel bakış açılarına sahip bulunmaktadır.

Oysa insanlık tektir. Bütün farklı uygarlıklar ve kültürler ise dünya hayatının kutsal bir çeşitliliği olarak kabul edilmektedir.

*

Nedense bazı insanların tarihsel olgunun farkında olmadığı; sanki  ömür  sonsuza kadar sürecekmiş gibi dünyaya hırslı, ben-merkezli ve tek yönlü açıdan baktığı; bu yüzden de bakış açısını genişletemediği görülmektedir.

Oysa, insan hayatları geçicidir; insanlık, uygarlık ve kültür ise kalıcıdır.

*

21.yüzyılda bilim ve teknolojide çok önemli  ilerlemeler  kaydedilirken, küresel uygarlık ve kültür aynı gelişmeyi yeterince sağlayamamaktadır.

Bu durumda, insanlığın ortaklaşa ve küresel bir anlayışa,  bir barış, ferah ve huzura yönelmesi ihtiyacı doğmaktadır.

*

Dünya tarihine bakılacak olursa, insanlık, çok zorlu dönemlerle bugünlere ulaşabilmiştir.

Yeryüzünde karmaşa, fikir ayrılıkları ve savaşlar bir türlü son bulmamaktadır.

Sık sık dünya kamuoyu gündemine gelen  bu sorunun başlıca nedenleri nasıl açıklanabilir?

Eğitim noksanlığı mı? İnsanlığın genetik kodları mı?

Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından dönemsel olarak yayımlanan, dünya insanlığının ortalama gelişmişlik endeksi raporları pek iç açıcı görünmemektedir.

Dünya okullarında, ayrıca, “iyi insan nasıl olunur?dersleri” veriliyor mu bilmiyoruz. Ne var ki, küresel uygarlık ve kültür yüksek seviyelere nasıl çıkartılabilecektir?

*

Bu sorunun yeni dünya düzeninde olumlu bir şekilde çözümlenmesinin; insanlığın ortak paydası olan; olgunluk, anlayış, sevgi, saygı, özgürlük, iyilik, güzellik, dürüstlük, mertlik, vefa, bütünlük, hakkaniyet, etik, onur, aidiyet, hukuk, inanç, empati, demokrasi, adalet, vicdan, gerçeklik, bilim,  hukukun üstünlüğü, doğa ve hayvan hakları gibi insani ve evrensel değerlerde buluşulması ile mümkün olabileceği anlaşılmaktadır. Burada, kelimelerden ziyade uygulamalar önem taşımaktadır.

*

Öte yandan; son yıllarda bazı küresel güçlerin uzaya açıldığı ve dünya dışı varlıklar ile bağlantı kurulduğu yolunda dış basında birtakım haberler  yayımlanmaktadır.

İnsanlık, kendi iç meselelerini  çözümlemeye çalışırken, bir takım soru işaretleri karşısında, diğer gezegen kültürlerine nasıl uyum sağlayabilecektir?

*

Biz bu kahve sohbetinde dünyanın halleri felsefesinin içinden bir türlü çıkamadık.

Bu konunun  değerlendirilmesini, tarihçilere, toplum bilimcilerine ve bilge insanlara bırakmak yerinde olacaktır.

*

Bu güzel bahar gününde yağan yağmur henüz  kesilmedi. Kahve sohbetini bitirdik; fakat dünyanın halleri bitecek gibi görünmüyor.

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum