DÜNYADA SİYASET VE KADINLAR
Yurt dışında yaşayan yabancı bir arkadaş e-posta adresime bir mesaj gönderniş: “Küresel siyasette kadınların etkinliği artsaydı dünya hayatı nasıl olurdu?” diye sormuş.
Bu konuya, on bin yıllık dünya tarihi açısından bakmak uygun olacaktır. Çünkü, “İdeal bir devlet modeli nasıl olmalıdır?” sorusu, binyıllardır gündemdedir ve bundan böyle de gündemde kalacağı anlaşılmaktadır.
*
Şimdi, konuyu açalım:
Bilindiği üzere, çok kutuplu dünya düzeninde her ülkenin, küreselleşme olgusunun yanı sıra, tarihsel alt yapı, coğrafi konum, kültür birikimi ve sosyolojik iklimden gelen çeşitli yönetim biçimleri bulunmaktadır.
Bu kapsamda, kadın siyasetçiler hakkında bütün dünya toplumları, geleneksel olarak farklı bakış açısı ve dünya görüşlerine sahiptirler.
*
Ama, insanları, hiçbir karşılık beklemeden, özveri ve fedakârlıklarla büyüten, yetiştiren ve hayata hazırlayan annelerdir. Bu nedenle annelik, insanlık aleminde kutsal kabul edilmektedir.
Nitekim; tarihteki bazı Türk devletlerinin “Han”ları (Hükümdarları), Türk Milletine, eşlerini göstererek, “Ben sizin Han’ınızım, benim eşim de benim Han’ımdır,” diye hitap ederlerdi. Böylece kadınların bir toplumda ne kadar değerli ve saygın olduğu gösterilirdi. Bu yüzden “Hanım” sözcüğü, Türk Lügatı’na dahil edilmiştir.
*
İnsanlık; Antik Çağ’dan günümüze kadar uzanan süreçte, büyük acılar veren dramatik ve trajik olaylara karşın, bilim ve teknolojide olağanüstü bir gelişme göstermektedir.
Dünyanın yedi kıtasında parlamenter sistemlerle birlikte başkanlık modelleriyle yönetilen toplam 204 devlet vardır.
Dünya devletlerinin anayasalarını, evrensel hukuk açısından olması gereken standartlara ulaştırılması ve çağımızın ideolojisine yakınlaştırılmasına yönelik Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nda (BM) herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
Ancak “başkanlık sistemi” denilince üzerinde en çok durulan devlet sistemi – her ne kadar bir çok sorunla karşılaşıldığı bilinmekte ise de - Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Federal Cumhuriyeti’dir.
*
Gelelim dünya siyasi tarihindeki kadınların konumuna :
Bu konuda, uluslararası alanda çok sayıda kitap, makale ve deneme yayımlanmıştır.
Öte yandan; siyaset bilimi, siyaset sosyolojisi ve siyaset felsefesi, insanlığa yaraşır liderlik vasfının temellerini ve özelliklerini, tam olarak tanımlayamamış ve ortaya çıkaramamıştır.
Bu yüzden dünya bugüne kadar çok güvenli bir yer olamamış, kalıcı bir düzen kurulamamış, siyaset sahnesinden çok sayıda devlet gelip geçmiştir.
*
Bir fikir vermek üzere, dünyanın tarihsel sürecinde önemli yer tutan kadın siyasetçiler aşağıda gösterilmiştir.
İskitler: Tomris Hatun ( Tarihin İlk kadın Lideri ), Amazonlar, Seylan - Silimavo Bandaranaike, Arjantin - Maria Estella Peron, İsrail - Golda Meir, Avustralya - Julia Gillard, Bangladeş - Şeyh Hasina Vecid, Bulgaristan - Reneta Indzhova, Çin - Song Qingling, Dominik - Mary Eugenia Charles, Ekvator - Rosalía Arteaga Serrano, Endonezya - Megawati Sukarnoputri, Filipinler - Maria Gloria Macapagal Arroyo, Finlandiya - Tarja Halonen, Fransa - Edith Cresson, Güney Kore - Chang Sang, Gürcistan - Nino Burdzhanadze, Haiti - Claudette Werleigh, Hindistan - Indra Gandi, İrlanda - Mary Robinson, İsviçre - Ruth Dreifuss, İzlanda - Vigdis Finnbogadottir, Kanada - Kim Campbell, Letonya - Vaira Vike Freiberga, Litvanya - Kazimiera Danutë Prunskienë, Makedonya - Radmila Sekerinska, Malta - Agatha Barbara, Moğolistan – Nyam, Norveç - Gro Harlem Brundtland, Orta Afrika Cumhuriyeti - Elizabeth Domitien, Pakistan - Benazir Butto, Peru - Beatriz Merino Lucero, Portekiz - Maria Lurdes Pintasilgo, Polonya - Hanna Suchocka- İngiltere - Margaret Thatcher, Theresa May, Türkiye - Tansu Çiller, Meral Akşener, Ukrayna - Yuliya Timoşenko, Yeni Zelanda - Jenny Shipley, Yugoslavya - Milka Planinc, Arjantin - Cristina Fernândez, Almanya -Angela Merkel ve Norveç- Erna Solberg dikkati çekmektedir.
Bu listeye, Birleşik Krallık'ın (İngiltere) ve İngiliz Milletler Topluluğunun Kraliçesi olan II. Elizabeth ve ABD eski Başkan adayı Hillary Rodham Clinton ile ABD’nin eski Dışişleri Bakanı ve Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Madeleine Korbel Albright’ı da ekleyelim.
*
Son yıllarda, kadınların dünya kamuoyu ve siyasetteki yeri ve etkinliğinin giderek artış gösterdiği ve gündeme getirildiği uluslararası platformlarda gözlenmektedir.
Kadınların, dünyada sürekli güvenlik, barış, huzur ve mutluluğun sağlanabilmesinde rolü ne olur?
Küresel siyasette kadınların etkinliği artsaydı dünya hayatı nasıl olurdu?
Dünyaca ünlü Sanatçı Charlie Chaplin şöyle demiş : "Dünyayı; anneler, öğretmenler ve şairler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı.”
Platon, “Devlet yöneticileri felsefeci olmalıdır,” tezini ileri sürmüştür.
Benim bir yeğenim var. Bu soruları ona da sordum. “ Sevgi olurdu, savaş olmazdı, muhteşem olurdu, “ yorumunu yaptı.
*
Bazı diplomatik çevrelerce, kadınlar; uluslararası uyum, sevgi, saygı, kültür, anlayış, adalet, vicdan, hoşgörü, olgunluk gibi insani ve evrensel değerleri içeren yeni bir dünya düzeni için, ütopya değil, denenmesi gereken küresel bir katkı ve fırsat olarak değerlendirilmektedir.
*
Siyasetin hiç eksilmediği ve hep var olduğu dünya, bugün zor zamanlardan geçmektedir. Uluslararası sorunlar yumağı, bütün yön ve ayrıntılarıyla birlikte kamuoylarına somut bir şekilde yansımaktadır.
Söz konusu kronikleşmiş sorunlar karşısında küresel siyasetin gelecekteki yol haritası nasıl çizilecektir?
Bu yol haritasında, BM’ nin, daha etkin girişimlerde bulunabilmesini teminen, modern hukuk içinde yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Sonuç olarak: BM’ nin küresel iş birliği ve koordinasyonu çerçevesinde, demokratik bir yaklaşımla, dünya uluslarının parlamentolarında, kadınları temsil etmek ve kadınların devlet yönetimlerine etkin bir biçimde katılımlarını gerçekleştirmek amacıyla makul bir oranda “kadın üye kontenjanı” ayrılmasının yerinde olacağı düşünülmektedir.
Ne var ki, biz yine de dünyanın karmaşık hallerini göz önünde tutmak suretiyle bu konuda yapılacak bilimsel araştırmaları, neden - sonuç ilişkileri bağlamında - tarih, toplum, genetik, siyaset ve uzay bilimcilerine bırakalım.
FACEBOOK YORUMLAR