DÜNYA YAŞAMININ KIYISINDA BİR KAHVE SOHBETİ
İnsanlar; tarihsel süreçlerdeki geleneklerinden gelen, birbirlerinden farklı devlet yönetim sistemlerine, kutsal öğretilere, toplum kültürlerine, ön yargılara, peşin hükümlere, değer ölçülerine, görüş ve bakış açılarına sahiptirler.
Evreni ve dünyayı anlamlı ve değerli kılan insanlıktır.
Dünya coğrafyasının yedi kıtasında yer alan 208 ülkesinde yaklaşık sekiz milyar insan yaşamaktadır.
Ne var ki dünya insanlığı ve uygarlığı tektir; bu bağlamda insana da “güzel ahlak” yakışır.
Güzel ahlak ikliminin bütün insanlığını sarıp sarmalaması, dünya hayatında huzur, refah ve mutluluk anlayışının yaygınlaştırılması ve günlük hayata yansıtılması için çok sayıda bilge kimseler, düşünürler ve bilim insanları ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM) gibi uluslararası kuruluşlar faaliyete geçirilmiş; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayımlanmış; doğa ve hayvan hakları genel kabul görmüş; demokratik, ahlaki ve evrensel değerler kurumsallaştırılmış; bilimsel verilere göre bilgi ve tecrübe birikimleri, ehliyet ve liyakat ile birlikte adalet, vicdan, empati ve sempati duyguları öne çıkarılmış; tarihteki hata ve yanlışlıklarla yüzleşilmiş; insanlığın yol haritasının belirlenmesi üzerine yoğun çalışmalar yapılmış; bu konuda uluslararası platformlarda getirilen çeşitli eleştiri ve çözüm önerileri bütün yönleriyle ele alınmış, değerlendirilmiş ve sonuçlar insanlığın gündemine sunulmuştur.
Dünya insanlık tarihinin bilinen son on bin yıllık kesiti, günümüzde hangi yöne doğru yelken açmaktadır?
*
Bilgi ve uzay çağı olarak adlandırılan 21.yüzyıl; küresel güçlerin geçmişteki birtakım aşırı hırs, ben-merkezli ve çok kutuplu yeni dünya düzeni içinde karmaşalarla dolu kabarık sicil dosyasıyla geleceğin tarihine doğru akışını sürdürmektedir.
Geleceğin insanIığı, nasıl şekillenecektir?
Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM) tarafından yayımlanan “Dünya insanının ortalama gelişmişlik endeksi” raporları ortadadır.
*
Bu durum karşısında; dünya devletlerinin geleneksel ve kültürel arka planlarının; BM eşgüdümünde, iş birliği, beraberlik ve uyum anlayışıyla oluşacak ideal dünya düzeni doğrultusunda ortak paydadaki küresel, bilimsel, eğitimsel, ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve kültürel değerlere dönüştürülerek yeniden yapılandırılması önem taşımaktadır.
,
Dünya basınında, ülkelerin siyaset sendromundan söz edilmektedir. Bazı siyaset ve toplum bilimciler tarafından dünya devletlerinin yönetiminde, kadınlara ağırlıklı sorumluluk ve görev verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Dünya siyaset tarihinde, günümüze kadar, tanınmış yaklaşık 80 kadın; devlet başkanı, başbakan, parti lideri ve bakan olarak görev almıştır.
Bilindiği üzere, tarihteki Türk “Han”ları (Türk Hükümdarları), tek eşli olarak, hanımlarına, Türk Milletinin huzurunda “Han’ım” (“Hükümdar”ım) diye hitap ederlerdi.
Dünya siyaset tarihinde yer alan kadın devlet yöneticileri arasında : Tomris Kağan, Silimavo Bandaranaike, Maria Estella Peron, Golda Meir, Julia Gillard, Hasina Vecid, Reneta Indzhova, Song Qingling, Mary Eugenia Charles, Rosalía Arteaga Serrano, Megawati Sukarnoputri, Maria Gloria Macapagal Arroyo, Tarja Halonen, Edith Cresson, Chang Sang, Nino Burdzhanadze, Claudette Werleigh, Indra Gandi, Mary Robinson, Ruth Dreifuss, Vigdis Finnbogadottir, Kim Campbell, Vaira Vike Freiberga, Kazimiera Danutë Prunskienë, Radmila Sekerinska, Agatha Barbara, Nyam, Gro Harlem Brundtland, Elizabeth Domitien, Benazir Butto, Beatriz Merino Lucero, Maria Lurdes Pintasilgo, Hanna Suchocka- Margaret Thatcher, Hillary Rodham Clinton, Tansu Çiller, II. Elizabeth ya da Elizabeth Alexandra Mary Windsor, Meral Akşener, Yuliya Timoşenko, Jenny Shipley, Milka Planinc, Cristina Fernândez, Angela Merkel, Theresa May ve Erna Solberg gösterilebilir.
*
Sohbeti, Bilge insan Ahmet YESEVİ’den bir dize ile bitirelim:
“Ey dostlar gitmek için buraya geldik,
Gelip gitmek nedenini bildiniz mi?
Asli vatan o’dur burada misafirsin,
Sevda için gelip sevda kıldınız mı?”
FACEBOOK YORUMLAR