DÜNYA SİYASETİNİN MATEMATİĞİ
Dünya; tarihte ve tarih öncesinde güzel zamanların yanı sıra zor zamanlardan da geçmiştir.
Tarihçiler, dünya tarihini “Mücadeleler ve savaşlar tarihi” olarak da tanımlamaktadır.
Ama neyin mücadelesi?
*
Dünya hayatı ve siyaset bilimi hakkında bugüne kadar bilim insanları ve bilgeler tarafından sayısız felsefe yapılmış, kitap yayımlanmış, dersler verilmiş ve makaleler yazılmıştır.
Dünya tarihine bakılacak olursa, ilkel dönemlerden başlayıp, günümüze kadar uzanan (Tarım, coğrafi keşif, icatlar, sömürgecilik, sıcak savaş, endüstri devrimi, aydınlanma, soğuk savaş, bilim, teknoloji, küreselleşme, emperyalizm, postmodernizm, uzaya açılma) süreçlerde nice imparatorluk, uygarlık, devlet ve topluluk helak olmuş; silinip gitmiş; unutulmuş; adları yalnızca okunmayan tozlu sayfalarda kalmıştır.
*
Son yüzyıllarda : Birinci Dünya Savaşı, Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası saldırısı, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, Küba Füze Krizi, Soğuk Savaş Dönemi, Körfez Savaşı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin Dağılması, Kafkaslar, Irak, Libya, Suriye, Filistin, Bosna, Doğu Türkistan, Çeçenistan, Hocalı, Afganistan ve Azerbaycan ile Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki dramatik ve trajik tarihsel kayıtlara, şimdi de dünya kamuoyu önünde sergilenen Ukrayna - Rusya Federasyonu Savaşı eklenmiştir.
*
Bilindiği üzere, geçmişteki bölgesel güçler, krallıklar ve imparatorluklar günümüzde yerlerini bölgesel ve uluslararası güçlere bırakmıştır. Ancak tarih boyunca yaşanagelen karmaşa, anlaşmazlık ve savaşlar yetmiyormuş gibi, tarihten gerekli dersleri çıkarmayan küresel güçlerin, bugün gözlenmekte olan silahlanma, egemenlik kurma ve uzay yarışındaki stratejik ve politik aksiyonları kaygı vericidir.
*
Günümüz dünyası üç blok haline bölünmüştür: Batı Bloku (NATO , ABD, İngiltere, Avrupa Birliği, Kanada, Avustralya, Avrupa ülkeleri ve diğerleri); Doğu bloku (Rusya, Çin, Kuzey kore ve diğerleri) ve Bağımsız Ülkeler Bloku (Japonya, Hindistan, İran, Afrika, Latin Amerika, bazı Afrika ve Asya ülkeleri.)
Bu bölünme, dünyanın yol haritasına nasıl yansıyacaktır? İşte sorun burada.
Oysa, dünya tarihindeki olumsuz aksiyonların neden olduğu sonuçlar bilinmektedir.
*
Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sonunda; dünya insanlığının % 5’ inin her bakımdan çok mükemmel; % 95'inin ise hem olumlu hem de olumsuz duygu ve düşüncelere sahip bir yapıda olduğu tespit edilmiştir.
Bu tespit, kitlesel eğitimin ne kadar büyük bir önem taşıdığını ortaya koymaktadır.
Tarihsel süreçlerdeki bölgesel ve küresel sorunların başlıca kaynağı;
küresel eğitim kapasitesinin yetersiz olması; uluslararası ortak ve yasal bir eğitim altyapısının hayata geçirilemesidir.
Bu durum; dünya uluslarının yönetiminde bazen aşırı ölçüde hırs, açgözlülük, büyüklük kompleksi, empati yoksunluğu, dar açılılık, çıkar, menfaat, paranoya, cehalet ve bencilliğe; daha sonra da insani, etik, kültürel, hukuksal ve evrensel değer ihlallerine yol açmıştır.
*
Siyaset bilimciler şöyle derler: “Ülkeler arasında romantik duygulara yer yoktur, çünkü yalnızca çıkarlar vardır.” Peki, kimlerin çıkarları?
Batı ve Doğu bloku devletlerinin, kendi çıkarları doğrultusunda aralarında ve diğer devletlerle açık veya gizli anlaşmalar yaptıkları; buna göre belirli yönlerde geleneksel stratejiler kurdukları dünya basınında dile getirilmektedir.
Son Ukrayma Krizi de bu stratejik çatışmaların dikkati çeken bir parçası olarak görülmektedir.
*
Dünya hayatı, insanlık tarihinin bütün süreçlerinde bitmeyen ve tükenmeyen sorunlar yumağında yazıla gelmiştir.
Bilim insanları, söz konusu sorunların, Hazreti Adem ile Havva’nın ilk iki oğlu Kabil ve Habil ile başladığını; bir bakıma tarihin tekerrür ettiğini; dünya insanlığının da bunun bedelini ödemeye devam ettiğini belirtirler.
Bilge insanlar ise, günlük kahve sohbetlerinde; “Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış,” derler. “İslami kaynaklara göre 500 yıl yaşamış olan Hazreti Süleyman’ın hayatının ibret alınmasını ve her şeyin geçici olduğu bu dünyaya fazla düşkün olup aldanılmaması gerektiğini” söylerler.
Ne var ki, bir ideal olarak, dünya insanlığını entelektüel kültür çerçevesinde zenginleştirmek; yeryüzünü mutlu insanlar alemine dönüştürmek gerekmektedir.
*
Dünya barış ve güvenliğini sağlamak ve korumak amacıyla 1945’te kurulan, ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan beş daimi üyeli Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın (BM) kuruluştaki görevini yerine getiremediği dünya kamuoyunca bilinen bir gerçekliktir.
Mevcut şartlar karşısında: Uluslararası yasal bir kuruluş olan BM ile “Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçları“ na bakmak üzere BM önderliğinde 2003’te kurulan Lahey- Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer uluslararası kurumlarının, yeniden yapılandırılması ve yetkilerinin artırılması büyük önem taşımaktadır.
Ukrayna Krizi’nin BM ve NATO gündemine alındığı; ayrıca Lahey- Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından da bu konu ile ilgili geniş kapsamlı bir soruşturma açıldığı bildirilmiştir.
*
Öte yandan: Sonsuz ve gizemli uzay boşluğundaki garip dünya gezegeni; insanlığın hallerine hiç aldırış etmeden, güneşin etrafında, kendi yörüngesinde ve kutsal yolunda, gecesini gündüzüne katarak, sakin, sessiz, kararlı ve mutlu bir şekilde dönüp durmaktadır.
FACEBOOK YORUMLAR