DÜNYA KÜLTÜRÜ VE ÖTESİ
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde kültür;
-Bir toplumda tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile sonraki nesillere iletmede kullanılan araçların bütünü,
- Bir topluma özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü,
- Bireyin toplumdan kazandığı bilgilerin bütünü,
olarak tanımlanmıştır.
Dili, kültürü, inancı ve rengi ne olursa olsun her insan, ülke sınırlarını aşan; basın, internet, diğer kitle iletişim olanakları ve sosyolojik bağlantılarla küreselleşen bu dünyada oluşan dünya kültürünün vazgeçilmez bir parçası konumuna sahip olmaktadır.
Fransızcadan Türkçeye “culture” kökeninden “giren “kültür” sözcüğü günlük hayatta çok kullanılmaktadır.
Çağımız, tarih öncesi kültür ve uygarlıklar konusunda bilgi sahibi değildir. Ama, Antik Çağ’dan günümüze, çok sayıda kültür ve uygarlık gelmiş; bu kültür ve uygarlıklar birbirini izleyerek ve birbirinden beslenerek bir toplumdan diğer topluma geçmiş, kültür ve uygarlık denilen değerler sistemi belli bir toplumun tekelinden çıkarak sonunda küresel bir olguya dönüşmüştür.
Dünya toplumlarında uygarlık tek olmasına karşın ülkeler arası bir takım kültür farklılıklarından söz edilebilir: ulusal kültür, gelenek kültürü, etik kültürü, görgü kültürü, toplum kültürü, sosyo-ekonomik kültür, yemek kültürü, davranış kültürü, konuşma kültürü, hitabet kültürü,
dostluk kültürü vb.
Kültür; toplumun, bilimin, endüstrinin, felsefenin, sanatın ve edebiyatın bir sentezidir.
Kültürlerden medeniyetler doğmaktadır. Madeniyetler, bir toplumun maddi ve manevi varlıklarının, fikir, sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümünü ifade etmektedir.
Dünya, geçmişte kalmış dünya değil artık. Küresel kültürlerin gizemli bir değişim içinde geliştiği görülmektedir.
Dünya kuşakları; “Cahiliye Dönemi”, “Savaşlar Dönemi”, “Soğuk Savaş Dönemi”, “Barış Dönemi”, “Savaş Sonrası Dönem”, “Bilim ve Teknoloji Dönemi”, “Radyo Dönemi”, “Teyp Dönemi”, “Sinema Dönemi”, “Televizyon Dönemi”, “Post-Modern Dönem”, “İnternet dönemi”, “Cep Telefonu Dönemi”, “Sosyal Medya Dönemi” şeklinde sıralanmaktadır.
Bu dönemlerin somut ve soyut sonuçları, toplumsal kuşaklara kültür ve uygarlık olarak yansımıştır.
Gelecek yüzyıllarda ne gibi kuşakların ortaya çıkacağı ve bu kuşakların ne gibi kültür ve uygarlıklar kuracağı henüz bilinmemektedir.
Antik Çağ’da yaşamış meçhul bir bilge şöyle buyurmuş : “Yüksek Kültür, temiz düşünce, yapıcı konuşma ve güzel ahlak olmazsa bu evrende hiçbir şey olmaz.”
Evrenin sonsuz yalnızlığına ve sessizliğine bakılacak olursa, uzay boşluğunda - Samanyolu’nun yanı sıra - diğer galaksilerde ne gibi kültür ve uygarlıklar vardır? bu önemli bir soru işaretini oluşturmaktadır.
Şimdi, beş milyar yaşındaki dünya “Uzay Çağı”na giriş yapmaktadır. Bu bağlamda küresel ısınma, yıldız savaşları, nükleer tehdit, virüs salgını vb. konu başlıklarından da söz edilmektedir.
Bilindiği üzere Kur’an-ı Kerim’in ilk suresi olan “Alak Suresi”in birinci ayeti :”Oku!” diye başlar.
İnsan; aklını işleterek, düşünerek, yazarak, okuyarak, bilgileri toplayarak her konuda ilim, bilim ve irfan sahibi olmuştur.
Dünya insanlığı, günümüzdeki kültür ve uygarlık seviyesine ilim, bilim ve irfan ile insani ve etik değerler sayesinde ulaşmıştır.
İnsan; ilim, bilim ve irfan ile hem kendisine hem ailesine hem çevresine hem ülkesine hem de insanlığa katkı sağlar.