DÜNYA KADINLARI ÜZERİNE
İstanbul Sözleşmesi, “Kadınlara yönelik, insani ve manevi değerlere aykırı, hak ve hukuk dışı her türlü şiddet ve baskıların önlenmesi ve bunlarla mücadele edilmesine ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir.
İstanbul sözleşmesi, insan hakları açısından hiçbir ayrımı öngörmemektedir.
Erkek ve kadın olarak, hiçbir insana karşı şiddet uygulaması söz konusu değildir.
Saygı vardır.
Güzel düşünce, güzel söyleme, güzel davranış sergileme vardır.
Yalnızca hak ve hukuk ihlali ile suç teşkil eden eylemlere karşı, yasalar uyarınca usulüne göre uygulanacak cezalar ve yaptırımlar söz konusudur.
*
Sadece insanlar için mi?
Hayvanlara, diğer canlılara, doğaya: denizlere, göllere ırmaklara, dağlara, ovalara, bitkilere, çiçeklere ve yolda yürüyen karıncaya bile şiddet kabul edilemez.
*
Türk kültüründe, kadınlara şiddet yoktur. Beş bin yıllık Türk Kültürü’nde insani ve etik değerler daima ön planda tutulmuştur. Geleneksel Türk Kültürü, aynı zamanda, evrensel değerleri de içine alması bakımından çok önemlidir.
Türk tarihinde, Türk “Han”larının, yani Türk hükümdarlarının, Türk Milleti’ne hitaben yaptıkları konuşmalarda; eşlerini göstererek, “Ben sizin ‘Han’ınızım, benim tek olan eşim de benim ‘Han’ım’dır diye seslendiği unutulmamalıdır.
“Hanım” kavramı, Türk kültürü ve lügatına, böylece girmiştir.
*
Kur’an-ı Kerim’de yer alan Lokman suresindeki bir ayet şöyledir : “İnsana, anne ve babasına iyi davranmasını emrettik.”
“Cennet, annelerin ayakları altındadır,” Hadisi daima hatırlanmalıdır.
İslami inançta, “ İlahi Adalet “ vardır.
İlahi Adalete göre, insanların hak ve hukuk ihlaline yönelik bütün eylemleri; ilerde, mutlaka, kendilerine bir şekilde döner.
*
Dünya Bankası tarafından yayımlanan “İşte Cinsiyet 2013” adlı raporda; kadınların küresel düzeyde temel hak ve özgürlüklerden tam olarak yararlanamadığı, toplumsal alanda ve iş dünyasında büyük eşitsizliklerle karşı karşıya bulunduğu gerçeği vurgulanmıştır.
Çoğu dünya ülkesinde, kadın haklarıyla ilgili çalışmaların yetersiz kaldığı, bu nedenle de kadınların işgücüne ve yönetime katılım oranının erkeklere nazaran daha düşük seviyelerde seyrettiği görülmektedir.
*
Son yüzyıl tarihinde, ulusların yönetiminde 100’ e yakın sayıda kadın etkin rol oynamıştır.
Günümüzde, Hillary Rodham Clinton (ABD), Dilma Rousseff (Brezilya), Angela Merkel (Almanya), Erna Solberg (Norveç), Mette Frederiksen (Danimarka), Sanna Marin (Finlandiya), Sonia Gandhi (Hindistan), Sarah Palin (ABD), Birleşik Krallık ve İngiliz Milletler Topluluğu Başkanı ve Kraliçesi II. Elizabeth gibi isimler dikkati çekmektedir.
Dünyaca ünlü Time, The Economist, Newsweek, Financial Times, Washington Post, International Harold Tribune, The Guardian, Le Monde, Die Zeit ve Bild gibi uluslararası dergiler ve gazeteler ile CNN ve BBC gibi televizyon kanalları kadın yöneticileri, akademisyenleri ve araştırmacıları sürekli olarak gündeme almaktadırlar.
*
Sonuç olarak; ülkelerin yönetiminde kadınların rolünün artması, dünyayı daha huzurlu, güvenli, mutlu ve refah dolu bir konuma getirebilecektir.
FACEBOOK YORUMLAR