Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

DÜNYA İNSANLIĞININ ROTA SENDROMU

07 Kasım 2024 - 09:34

DÜNYA İNSANLIĞININ ROTA SENDROMU

Çok gün yüzü görmüş ve yorgun Dünya Planeti, onbin yıllık tarihsel süreçte, Antik Çağ’dan günümüze kadar uzanan iyi ve kötü zamanları geride bırakarak bütün yön ve boyutlarıyla 21.Yüzyıla  ulaşmış bulunmaktadır.

İnsanlığın bugün içindeki dönem, “Bilgi ve Yüksek Teknoloji Çağı” mı?

*

Ancak; dünyanın kültürel dokusunda gözlenen bozulmalar, günlük dünya hayatına yerleşmiştir.

Yeni dünya düzeninde;  uluslararası yazılı, sözlü ve görsel basında (Time, BBC, CNN, The Washington Post, International Harold Tribune, Daily Express, Le Figaro, Welt, Financial Times, The Guardian, Le Monde vb); aşağıda sıralanan ana konu başlıkları  altında her gün yayımlanan çeşitli haber, makale, yorum, araştırma, inceleme  ve yorumlar dikkati çekmektedir.

*

Son beş yılda:

“Küresel İklim Değilşikliği,” 2020 yılında başlayan  “Küresel Coronavirüs Salgını,” kutuplardaki buzulların erimeye yüz tutması, depremler, deniz seviyelerinde yükselmeler, doğa tahribatı, aşırı nüfus artışı, çarpık kentleşmeler, artan sel baskınları,  toprak kaymaları, bazı göl ve ırmakların kuruması,  gizemli  salgınlar ve yeni hastalıklar ile sağlık sorunları...

Ekosistemde olumsuzluk  eğilimleri...

Devam eden dramatik ve trajik Rusya - Ukrayna ile İsrail-Filistin savaşları ile Orta Doğu’daki siyasi ve sosyal kaotik ortam...

Aşırı silahlanma...

Bazı emperyalist güçlerin genişlemeye yönelik politik aksiyonları...

Terör...

Bölgesel savaş tehlikesi...

Birleşmiş Milletler  Teşkilatı (BM)  ve Uluslararası  Ceza Mahkemesi tarafından  savaşların önlemesine yönelik uluslararası hukukta etkin disiplin, denetim ve uygulamalar ile ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılamaması...

Bazı yüksek teknoloji ürünlerinin (Robotik ve yapay zekalı makinalar vd.) insanlığa ve doğaya faydalı ve doğru olacak şekilde  üretilememesinin BM gündeminde yer bulamaması...

Savaşların ve iklim değişikliğinin etkisiyle başlayan ülkeler arası onbinlerce göçmen, mülteci ile  sığınmacı akınlarının yol açıtığı sorunlar, yoksul, hasta ve evsiz insanlar...

Küresel kültürde, sanat ve edebiyatta duraklama...

Gazete ve kitap okur sayılarında düşüşler...

Entelektüel kültürün yaygınlaştırılamaması...

Çok sayıdaki dünya ülkesinde gözlenen Sosyal, ekonomik ve politik krizler...

Küresel suç oranlarında artış...

*

Bu tabloya göre yeni binyılı (Milenyum), nasıl tanımlamak gerekir?

İnsanlığın konsolide bilançosu, 2024 yılında sonunda gelinen kavşakta nasıl görünmektedir?

*

Kütüphanelerin tozlu raflarında  kalmış ve genellikle derslerin tam olarak çıkarılmadığı  “Dünya Tarihi” ile ilgili genel bilgi ve fikir sahibi olmak çok önemlidir.

Küresel sorunların çözümlenmesinde “Anlayış,” mevcut 208 ülke arasında barış ve istikrarın sağlanmasında ön koşuldur.

Anlayış; bilge insanların çeşitli  platformlarda vurguladıkları gibi, köklü maneviyat, etik, adalet, empati, hukuk, görgü, olgunluk, tevazu, kültür, vicdan, merhamet, eşitlik, demokrasi, duyarlılık, konuşma adabı, sevgi, saygı, fedakarlık, kahramanlık, nezaket ve utanç   duygu ve düşünceleri bağlamında dünya kamuoyunun günlük yaşamına güçlü bir şekilde geçirilmesiyle oluşur.

Kültürler arası çatışmalar değil; bütün ülkelerin sahip olduğu insani ve evrensel değerlerle bağlantılı çeşitli kadim  kültürler, bu yaşlanmış dünyanın zenginliği olarak kabul edilir.

*

Ancak yaklaşık 8, 4 milyar nüfuslu dünya insanlığının, yüzde 90’nının yeterli eğitim olanaklarından yoksun olduğu, uluslararası istatistik verilerinde görülmektedir.

Nitekim BM  tarafından dönemsel olarak yayımlanan “Dünya İnsanlığının Ortalama İnsani Gelişmişlik Endeksi” raporları iç açıcı değildir.

“Küresel Eğitimsizlik”, dünyanın giderek büyüyen ve acil çözüm bekleyen başlıca kronikleşmiş sorunudur.

*

Ne var ki dünya insanlığı, adalet, barış, huzur, iyilik, mutluluk ve refah dolu bir dünya düzeninin kod ve şifrelerini henüz tam olarak  keşfedememiştir?

Bu nedenle; sanal bir dünyanın rotasını şaşırmış  sendromu içine giren, evrende ayni kaderi paylaşan insanlığın;  yeni bir dünya düzeninin kurulmasını ve yürürlüğe girmesini sağlayabilecek bir “Algoritma”ya olan ihtiyacı her zamankinden fazladır.

Siyaset biliminde sorunlar, çözüm için vardır.

Söz konusu kronikleşmiş küresel  sorunların, istikrarlı işbirliği ve beraberlik içinde, insani ve evrensel değerler ışığı altında bir an önce çözümlenmesi amacıyla küresel aktörler (ABD, Çin, Rusya, NATO, Şanghay İş Birliği Örgütü, Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), BRICS Ekonomik Birliği, G-7, G-20, Orta Amerika Devletleri Örgütü, Arap Birliği, Afrika Birliği, İngiliz Uluslar Topluluğu (COMMONWEALTH), Bağımsız  Devletler Topluluğu (BDT), OECD, NORDİK Konseyi, Dünya Bankası, İMF)  ile diğer  uluslararası kuruluşlar, bögesel ve ulusal güçlere büyük tarihsel sorumluluklar düşmektedir.

Bu bağlamda;  küresel sektörler, özellikle ABD (Donald Trump), Çin (Xi Jinping) ve Rusya (Vladimir Putin) ile bölgesel aktörler arasında; 20.yüzyılın ilk yarısında  yaşanan savaşların tekrarını önlemek, uluslararası ilişkilerde barış ve dünya güvenliğini korumak amacıyla 2025 yılında başlayacağı tahmin edilen “Yumuşama Politikası” ve “Mekik Diplomasisi,” dünyanın sıcak gündemindeki yeni yol haritasına nasıl yansıyacak ve insanlık alemine neler getirecektir?

Sonuç olarak; bu jeopolitik ve stratejik küresel konulara ilişkin nihai araştırma, inceleme, değerlendirme ve önerileri tarih, toplum ve siyaset bilimcilere bırakalım.

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum