Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

ogurcan2003@yahoo.com

Dönüşü Olmayan Nehir

21 Şubat 2025 - 08:36

DÖNÜŞÜ OLMAYAN NEHİR

 

Kültür olgusu; “Dünya Coğrafyası”,  “Dünya Tarihi” ve “İnsanlık Tarihi”  ile ilgili olarak genel bilgi ve fikir sahibi olmakla başlar.

Bütün dünya ülkelerİndeki toplumlar; kültürel olarak, kendi tarihsel ve geleneksel sosyolojik yapı ve değerlerine özgü mahalle,  köy, kasaba, şehir, bölge ve ülke yaşamı boyutları içinde çeşitli duygu ve düşünce süreçlerinden geçmişlerdir.

Ülkeler; kültür, ilim, bilim, teknoloji, ekonomi, ticaret, sanat, edebiyat ve felsefe alanlarında, kendi ulusal  değerlerine sahip çıkarak, yaptıkları faydalı, doğru ve özgün katkılar oranında evrenselleşmektedirler.

Bu bağlamda, dünya planeti üzerinde on binlerce yıldır yaşamakta olan   “İnsanlık Alemi” nin her bir kuşağı; sahip çıktığı kendi döneminin kadim geleneksel ve toplumsal değerlerini,   bir miras olarak ardından gelen yeni nesillerin dönemlerine  devretmiştir.

*

Söz konusu küresel olgunun bir devamı olarak İnsanlık, SSCB tarafından ilk yapay uydu olan Sputnik’in atmosferde yörüngeye fırlatılmasıyla 1957 yılında Uzay Çağı’na giriş yapmıştır.

Uzay Çağı;  ABD’li astronatlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in ay yüzeyine iniş yapan ilk insanlar olarak tarihe geçmesi,  daha sonra da bazı küresel güçlerin  gezegenlerde gizemli koloniler kurmasıyla devam etmektedir.

*

İnsanlık; 20.yüzyılda yaşanan Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, Kore Savaşı ve Soğuk Savaş Dönemi sonrasında barış ve huzurlu bir döneme,     “Romantizm Dönemi” ne adım atmıştır.

Bu dönemde ilim, bilim, felsefe ve entelektüel kültür ile teknoloji olağanüstü yükseliş kaydetmiştir.

Küresel insani, etik, toplumsal ve evrensel  değerler, anlayış, siyaset bilimi, yumuşama politikası, diplomasi, sanat (müzik, tiyatro, opera, bale, vd.), edebiyat (şiir, öykü, roman, deneme vd.), sinema sektörü ve spor bu dönemde büyük önem ve değer kazanmıştır.

Bilge kişiler, bu dönemi, “Ne güzel zamanlardı” diyerek, “Dünyanın altın yılları” olarak hatırlarlar.

*

Şimdi İnsanlık, günümüzün TV, bilgisayar, internet, cep telefonu, sosyal medya, robotik nesneler, yapay zeka gibi  gibi yüksek teknoloji ürünlerine bağımlı,  “Bilgi Çağı”, “Yüksek Teknoloji Çağı” gibi isimlerle tanımlanan yeni bir döneme ayak basmış bulunmaktadır.

Ne var ki geçmiş nesiller, yalnızca radyo ve sinema dönemlerini yaşadılar; yüksek  teknoloji ürünlerini göremediler.

*

Ne var ki;  günümüzün bu yeni dönemi,  dünya kamuoyunun gözü, kulağı ve dili olarak kabul gören uluslararası basında her gün yayımlanan haber, röportaj, araştırma, deneme ve makalelerde masaya yatırılmaktadır.

Yüksek teknoloji ürünleri, hiç kuşkusuz insanlığın günlük yaşamında faydalı ve katkı verici olarak üretilmektedir.

Bununla beraber; insanlığı sarıp sarmalayan ve bugünün sıcak gündemine yerleşen yüksek teknoloji ürünleri  bilimsel usul ve esaslara; insancıl ve küresel amaçlara; hukuk, görgü ve nezaket kurallarına  uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı?, bütün yön ve boyutları içinde kontrol ve denetim altına alınıp alınmadığı?,  geleceğin dünyasında kritik küresel sorunlara yol açıp açmayacağı?  gibi sorular,  bazı platformlarda ele alınmakta, gündeme getirilmekte ve değerlendirilmektedir.

*

Öte yandan; İnsanlık,” 17 Kasım 2019 tarihinde, Çin’in Hubei Bölgesi Başkenti Vuhan’da ortaya çıkan Küresel Koronovirüs Pandemisi ( Covid-19 Pandemisi) ile başlayan, kısa zamanda bütün dünya ülkelerine yayılan ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan küresel virus salgını ile trajik yeni bir süreç başlamıştı.

Henüz tamamen sona erdiği açıklanmayan bu küresel virus salgınını, son yıllarda dünyanın mevcut 208 ülkesinde meydana gelen çok sayıda olumsuz olaylar zinciri takip etmiştir.

Bu dönemde dünya; tam olarak kontrol ve sıkı denetim altına alınamayan, uluslararası basın ve sosyal medya ağları tarafından her gün duyurulan yüksek teknoloji - çevre ve atmosfer kirliliği -  doğa tahribatı - ozon tabakasının incelmesi - kutup buzullarının erimesi - yükselen deniz seviyeleri - bazı göl ve nehirlerin kuruması -  iklim değişikliği ve ısınma - çarpık kentleşmeler - korkunç fırtınalar ve tayfunlar -  orman yangınları - su baskınları ve  heyelanlar - depremler, bölgesel savaşlar - ülkeler arası göçmen, mülteci, sığınmacı ve kaçak insan sorunları -  yeni salgın hastalıklar- kazalarda yükseliş - suç oranlarında artış - köylerden şehirlere göçler -  insanların  kalabalıklar içinde yalnızlaşması gibi özetlenen küresel sendromlarla karşı karşıya kalmıştır.

Tarih ve toplum bilimcilerine göre, dünya yaşamında görülen olumsuzlukların başlıca kaynağı küresel eğitim yetersizliğidir. Çünkü 8, 0 milyar nüfuslu dünya insanlığının yaklaşık % 90’ı yeterli eğitim imlanlarından yoksundur ve bu nedenle Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın (BM)  “Dünya insanlığının ortalama insani gelişmişlik endeksi” raporları iç açıcı değildir.

Söz konusu küresel sorunları ortadan kaldırıcı çözüm önerilerine de yeterince yer verilememektedir.

Bilindiği gibi küresel eğitimin maliyeti, eğitimsizliğin yol açtığı olumsuzlukların yükleyeceği ağır maliyetlerle karşılaştırılamayacak kadar küçüktür.

Toplum bilimcilerinin altını çizerek vurguladıkları gibi, dünya ülkeleri arasında, BM eşgüdümünde insani, toplumsal ve evrensel değerleri odağına alan küresel bir rol model anlayışının oluşturulması ve  etkin bir şekilde yaygınlaştırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

*

Sonuç olarak: “Kadim İnsanlık Alemi,”  Antik Çağ’dan başlayan Orta Çağ, Yeni Çağ ve içinde bulunduğumuz Yakın Çağ’a uzanan tarihsel devirlerdeki kutsal akışını,  “Dönüşü Olmayan Bir Nehir” gibi  uzaklarda  bilinmeyen çağların umut ve mutluluk dolu gizemli  limanlarına doğru sürdürmektedir.
ogurcan2003@yahoo.com

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum