DİJİTAL DÜNYA, KALABALIK YALNIZLIK VE YENİ YIL
Bilge ve entellektüel kişiler, sonsuz evren ve dünya gezegeninde hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını söylerler.
Günümüzde, dünya hayatı, birtakım matematiksel programlarlarla günlük hayata geçirilen yüksek teknolojiye bağlı dijitalleşme döneminin gizem dolu egemenliği altına girmektedir.
Bu yeni olguyla insanlık, siyasetin ve iletişimin çok dalgalı okyanusunda yeni bir çığıra kucak açmış bulunmaktadır.
Ancak; dijitalleşme dönemi amacına uygun, insanlığa faydalı ve doğru olarak kullanılmakta mıdır? Kontrol ve denetim altında mıdır?
*
Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ile İkinci Dünya Savaşı’nın (1939-1945) nedenleri ile trajik ve dramatik sonuçları, tarihin labirentlerinde kalmış tozlu sayfalarda ayrıntılı olarak yazılmıştır.
*
Son yıllarda, dünyanın yazılı, sözel ve görsel basınında, devam eden İsrail-Suriye Savaşı ve Rusya-Ukrayna Savaşı, Rusya ile Avrupa ve NATO arasındaki gerginlik, Çin’in Tayvan’ı işgali derken, şimdi de “Üçüncü Dünya Savaşı Kapıda” başlıklı birtakım korku verici haber, makale ve araştırma yazıları yayımlanmaktadır.
Diğer haberlerde de, dünyada siyasi kutuplaşmalar, denizlerde ve göklerde mücadele, bazı ülkelerde ve Uzak Doğu’da sosyal karmaşa, terör, harabeye dönüşen bazı şehirler, göçmen mülteci ve sığınmacı akınları, doğa tahribatı, yoksulluk gibi kaotik ortamlar bağlamında dünya kamuoyunun ruh halinin değiştiği ve dijital korku algısının oluşması sonucunda başta Orta Doğu ve İskandinavya Bölgesi ülkelerinde olmak üzere “Savaştan Korunma” eğitimlerinin başlatıldığı bildirilmektedir.
Bu kabil haberlerin, bazı ülke ekonomilerindeki sürdürülebilir ekonomik büyüme ve refah eğilimlerini olumsuz yönde etkilediği, dünya düzeninde dengesizliklere ve psikolojik rahatsızlıklara yol açtığı, altı çizilerek ifade edilmektedir.
Bütün bu gelişmeler, Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM) raporlarında yer aldığı üzere, çok sayıda ülkede görülen yeterli eğitim ve öğretim yetersizliğinden; ayrıca entellektüel kültürün yaygınlaştırılamamasından kaynaklandığı akademisyenlerce vurgulanmaktadır.
Bu durumda, geçmişte dünya üzerinde yaşanmış olan güzel ve romantik zamanlar, anılarda nostaljik ve egzotik ama eski tadı olmayan bir özlem şeklinde kalmaktadır.
*
Dünya toplumlarında günlük hayata “Bilgi ve Yüksek Teknoloji Çağı” ile giriş yapan küresel dijitalleşme, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından, “Kalabalık Yalnızlık” sendromu olarak kavramlaştırılmıştır.
*
Sonuç olarak:
Dünyada uluslararası barış, güvenlik ve huzurun yeniden inşa edilmesine, zorlu yeni yılda eylemsel yeni bir “Paradigma Umudu”na büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Bunun sağlanabilmesi amacıyla; kutuplaşan iki dünya bloğunu oluşturan küresel ve bölgesel aktörler (ABD, Çin, Rusya, NATO, Şanghay İş Birliği Örgütü, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Türk Devletleri Teşkilatı- TDT, G-7, G-20, Orta Amerika Devletleri Örgütü, Arap Birliği, Afrika Birliği, İngiliz Uluslar Topluluğu (COMMONWEALTH), Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT). OECD, Hindistan, İran, NORDİK Konseyi vd.) tarafından, BM eşgüdümünde, etkin ve uygulamalı diplomasi, uzlaşma ve iş birliği çerçevesinde, yeni yıl 2025’te, küresel siyasette gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, uygulamaların denetim altında yakından izlenmesi ve yürütülmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
*
2024 yılı bugün (31.12.2024) sona ermektedir. Yarın yeni yılın ilk günü: 01.01.2025...Evin penceresinden başkent Ankara’nın sisli yamaçları görünüyor. Çalışma masamda geçmiş yıllardan hatıra Philips marka bir masa radyosu var. Düğmesini açıyorum: Bir Türk Sanat Müziği Konseri’nde Nesrin Sipahi’nin söylediği hüzünlü eski bir şarkıyı dinliyorum: “Unutulmuş birer birer - Eski dostlar, eski dostlar - Ne bir selam, ne bir haber - Eski dostlar, eski dostlar.”
FACEBOOK YORUMLAR