BU DA GEÇER YA HU
“On bin yıllık dünya hayatı çok çeşitli olayların sahnesidir,” derler.
Ne yazık ki bu sahnede güzel şeylerin yanı sıra, acı dolu karmaşa, kaotik ortam ve savaşlar vardır.
Günümüzde dünya kamuoyunun gündemindeki kırılgan ve olumsuz olaylar da her gün yazılı, görsel ve sözel basında bütün yönleriyle gözler önünde bulunmaktadır.
*
İnsanlık, çağlar buyunca, çeşitli olaylar bağlamında farklı duygu ve düşünceler içinde olmuştur. Bugünün koşullarında da öyle…
Dünyada insanlığa yaraşır yeni bir düzen tam olarak sağlanamamıştır.
Dünyanın barış, huzur, refah ve mutluluğa kavuşabilmesi; insanlığın ortak paydası olan bilim, olgunluk, anlayış, saygı, muhabbet, birlik beraberlik, özgürlük, iyilik, dürüstlük, mertlik, vefa, hakkaniyet, etik, onur, inanç, hukuk, demokrasi, empati, adalet, vicdan, doğa ve hayvan haklarının hayata geçirilmesi ile mümkündür.
Bu amaçla, Mustafa Kemal Atatürk, Ahmet Yesevi, Sun Tzu, George Washington, Martin Luther King, Susan B. Anthony, Gandi, Sirimavo Bandaranaike, Nelson Mandela gibi bilge isimler dünyadaki entelektüel kültüre olağanüstü katkı yapmışlardır.
Entelektüel kültüre duyulan ihtiyaç, her geçen gün giderek artmaktadır.
Entelektüel kültür, okuyarak değil, uygulamaya konularak öğrenilir.
Dünya kültüründe spor, sanat, edebiyat, müzik, tiyatro ve opera olmalıdır. İnsanlar, biraz da şiir okumalı, şiir yazmalıdır…
*
Güzel şeyler, acı şeyleri; acı şeyler de güzel şeyler izler.
Her güzel veya acı olay, gizemli bir neden – sonuç ilişkisine bağlıdır.
Birbirini yakından izleyen bu şeyler, sonsuzluğa giden parabolik bir olgudur sanki...
*
İnsan, kutsal varlıktır; robotik nesne değildir. İnsan sevgiyle yaşar. İnsan, sevdiği kadar sevilir. Sevgi, bir işçiliktir, özveri ve emek ister.
Bu nedenle, genel bilim dallarının yanında - bazı ülkelerde verildiği gibi - “Düşün, konuş, dinle” dersleriyle birlikte, “Güzel düşünme, güzel konuşma ve güzel davranma” öğretisine ilişkin usul ve esasların, temel bir hukuk kuralı olarak bütün dünya ülkelerindeki eğitim programlarına alınması gerekmektedir.
Bunun hayata geçirilmesi halinde, dünya insanının ortalama gelişmişlik düzeyi daha da yükselecek; böylece küresel barış, huzur, refah ve mutluluk dolu bir yaşamın tohumları ekilmiş ve biçilmiş olacaktır.
Bu nasıl gerçekleştirilecektir?
Tabii ki Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın görev, yetki ve sorumluluğundaki bilimsel uluslararası projelerin bir an önce devreye sokulmasıyla…
Bunun gerçekleştirilememesi durumunda ise dünya, geleceğin on bin yıllık tarihi ekseninde yine aynı neden-sonuç ilişkileri ve tarih tekerrürden ibarettir felsefesi içinde dönüp duracaktır.
Üstelik, bu kısır döngünün uzaya dalga dalga yansımasına da yol açılacaktır.
*
Arapların bir atasözü şöyledir : “Dünyada rahatlık yoktur.”
Biz yine de bu yazıyı, Sultan Mahmud’un ne zaman hüzünlense veya neşelense bakıp okuduğu, yüzüğünde yazılı olan - Mevlana’ya ait - şu söylem ile bitirelim:
“ Bu da geçer ya hu !”
FACEBOOK YORUMLAR