21. YÜZYILIN İNSANI
Dünya insanlık tarihinin son on bin yıllık kesiti, bütün yönleriyle tarihbilimciler tarafından kayıt altında yazılmıştır.
On bin yıl öncesinin tarihi?
*
Dünya coğrafyasının yedi kıtasında bulunan 208 ülkede çeşitli gelenek ve kültürlere sahip yaklaşık 8 milyar insan yaşamaktadır.
21.yüzyıl, bilgi ve uzay dönemi olarak, birtakım bölgesel karmaşalar içindeki çok kutuplu yeni dünya düzenindeki durgun akışını geleceğin tarihine doğru sürdürmektedir.
Gelecek yüzyılların tarihi nasıl şekillenecektir?
*
İnsanların kültürleri, anlayışları, bakış açıları, değer ölçüleri, ön yargıları, beklentileri, amaç, duygu ve düşünceleri ne yönde gelişmektedir?
Geleceğin insanI, nasıl tanımlanacaktır?
Tarih, aynı döngüde, tekerrür mü edecektir?
Sorular, sorular, sorular...
*
Bu soruları yanıtlamak için, öncelikle, Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM) tarafından yayımlanan “dünya insanının ortalama gelişmişlik endeksi” raporlarını incelemek uygun olacaktır.
*
Dünya insanlığının, arzu edilen huzur, refah ve mutluluğa ulaşması; kalıcı bir barış ortamına kavuşturulması amacıyla Antik Çağ’dan başlayarak, çok sayıda kitap, araştırma, makale ve deneme yayımlanmıştır.
Ancak, aşırı hırs ve aşırı ben-merkezci yaklaşımlar nedeniyle insanlık büyük özveri ve çabalara karşın beklenen çok gelişmişlik seviyesine henüz ulaşamamıştır.
*
Tarihten insanlığa kalan nedir?
Kalan; dinsel öğretiler, olgun ve bilge insanlarla bilim insanlarının olağanüstü katkıları...
Öte yandan insanlık tarihinin sicil dosyası bir hayli kabarık görünmektedir.
*
İnsanlığın çağ atlaması, haklı olarak çeşitli platformlarda dile getirilmektedir.
Bunun için BM eşgüdümünde; tarihten gerekli dersleri çıkarılarak uygulamaya konulması; ülkeler arasında insani, etik ve evrensel değerlerin kurumsallaştırılması; birlik, beraberlik, dayanışma, uyum ve anlayışın yaygınlaştırılması; kültür, sanat ve edebiyatın günlük hayata geçirilmesi; insanlığın olumsuz duygu ve düşüncelerden arındırılması büyük önem taşımaktadır.
Bu konuda, günümüze kadar sayısız şiir, öykü, roman, masal, destan ve efsane kaleme alınmıştır.
*
Dünyada feraset sahibi insanlar çoğunluktadır. Bununla beraber insan; ne kadar çok bilgiye sahip olursa olsun, bilinmeyen şeyler o kadar çoğalır.
M.Ö. 300’lü yıllarda Sokrates şöyle demiş : “Bildiğim bir şey var, o da hiçbir şey bilmediğimdir.”
Ne var ki insan; içindeki sevgiyi besleyip düşlerinin peşinden gitmeli; bilgisini artırıp güzel düşünmeli, güzel konuşmalı ve güzel davranışlar sergilemeli; aradaki kalın perdeleri kaldırıp güzel kapılar ve güzel pencereler açmalı; güzel duygu ve düşüncelerini öne çıkarıp kendi güzel şiirini yazmalı ve şiirini de güçlü ve güzel bir şekilde seslendirmelidir.
FACEBOOK YORUMLAR