2024 : ÖNÜMÜZDEKİ YIL
21.yüzyılın zaman dilimlerinde küresel siyaset sisteminin rotası hangi yöne kırılacaktır? Üstlenilecek yeni rollerle post- modern bir yaşam sayfası açılacak mıdır?
Gerçeklerin yanı sıra küresel güçlerin davranış, algı yönetimi, yanılsama ve simülasyonları bağımlılığında içinden çıkılması zor sorular...
*
Bilindiği üzere, İlk Çağ’dan günümüze, Platon (Devlet), Aristoteles (Politika), Yusuf Has Hacib (Kutadgu Bilig ), Thomas Moore (Ütopya), J.J. Rousseau (Toplum Sözleşmesi), Daron Acemoğlu ve James A.Robinson (Milletler Neden Başarısız Olurlar) gibi bilim insanları ile bilge kişiler, küresel siyaset sistemine önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Bu bağlamda, dünya devletlerinin sosyolojik yapılarına göre krallık, prenslik, liberalizm, yeni libaralizm, bilimsel sosyalizm gibi çok sayıda siyasal sistem günlük hayata geçirilmiştir.
Bu kadar çok çeşitli, soyut ve karmaşık siyasal sistem içinde insani değerler (Akıl, vicdan, merhamet, özgürlük, anlayış, sevgi) ile evrensel değerleri (Gerçeğe saygı, eşitlik, insan onuruna saygı, adalet, uzlaşma) öne çıkaran ve odak noktasına alan kaç siyasal sistem vardır? Yeni bir standart ve bilimsel yönetim sistemine mi ihtiyaç duyulacaktır? Yoksa tarih ve siyaset bilimcilderin deyişi gibi “Tarih tekerrür mü edecektir?”
*
Uluslararası siyasetin, tarihsel süreçte, refah ve mutluluk dolu çok sayıda güzel dönemleri olmuştur.
Ne var ki, 208 dünya ülkesindeki nüfusun çoğunluğu, yeterli temel eğitim olanaklarından genellikle yoksun bulunmaktadır.
Ayrıca küresel siyasette, barışa yönelik tehditlerin ve savaşların tekrarını önlemeye yönelik küresel aktörler arasında uluslararası birlik ve beraberlik; Birleşmiş Milletler’in çabaları, bilim insanları ve bilge kişilerin öğretilerine karşın, tam olarak sağlanamamıştır.
Son yıllarda etkinliği giderek artan yüksek teknoloji ve yapay zekaya dayalı gelişmelerin olumlu yanlarının yanı sıra insanlığı nasıl etkileyeği konusunda birtakım kaygılar da tartışılmaktadır.
Öte yandan; dünya basını, sosyal medya, eğitim kuruluşları, sanat (Sinema, tiyatro, opera vb.) ve edebiyat çevrelerinin, işlevleri gereğince, dünya kamuoyunu insani ve evrensel değerler doğrultusunda yapıcı, eğitici ve yönlendirici çabaları da yeterli düzeye ulaşamamaktadır.
Siyaset bilimcilerine göre, bu olumsuzluk; ben-merkezcilik, ekonomik amaçlara dönük aşırı hırs ve otorite kurma eğilimlerinden; başka bir ifadeyle, insani ve evrensel değerlerin karşılıklı olarak tanımlanmamasından, benimsenmemesinden, odak nokta olarak ortak paydalara yansıtılmamasından kaynaklanmaktadır.
Bazı uluslararası bilimsel platformlarda açıklandığı üzere, söz konusu tablonun, insanlık yaşamında maneviyatı, makroekonomik göstergeleri, eğitimi, insani gelişmişlik seviyesini, mutluluğu ve geleneksel kadim toplum kültürlerini olumsuz etkilediği bütün yön ve boyutları içinde dünya kamuoyuna altı çizilerek açıklanmaktadır.
*
Son beş yılın insanlığa getirdiği ve dünya basınında ve sosyal medyada her gün yer alan başlıca sorunlar; dramatik ve trajik bölgesel savaşlar, salgın hastalıklar, devletler arası stratejik karmaşa, kritik yol ayrımları, doğanın kirletilmesi, kaotik ortamlar, temel eğitim noksanlığı, yoksulluk, suç oranlarında kronik artışlar, komplo teorileri, ülkeler arası mülteciler, sığınmacılar, kaçak göçmenler vb. olarak özetlenmektedir.
Sorunlar, çözüm için vardır.
*
Yazıyı, Urfalı Şair Nâbi’nin bir şiirinde, tüm insanlığı özne olarak alan şu mısralar ile bitirelim:
“Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz;
Biz neşâtın da gâmın da rûzgârın görmüşüz;
Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde;
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz.”
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR