Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

YOLCU

28 Ocak 2020 - 13:18

YOLCU

Yolculuğun titreşimleri arasında gidip gelen kimlikler tanıdım, hayatlarının baharındaydılar.

Yeni bir yolculuğa çıkmak yeni bir sefere çıkmakla eşdeğer gelir çoğu zaman. Yolculuğun menzilinin neresi olduğunun da önemi yoktur. Yola çıkılacak denildi mi kervanlar sıralanır katar katar. Yeni bir göç mevsimi gelmiştir. Göçmen kuşlar gibi bir ırmak kenarları, bir orman ve bir huzur ülkesi bulunur elbet. Teslimiyete olan inanmışlık huzur verir.  Bunu düşünmez insanlar, yolcuların da çok fazla dert etmesine gerek yoktur. Teslim ol ve yola çık… Hayat da böyledir zahir. Hep gidilir, bir yerlere varmak için ha bire koşuşturur tüm canlılar. İnsan yolculuk için dünyadadır. Ancak canlılar arasında bir tek insan soyu bilmez, anlamaz ve anlamlandıramaz yaşamanın ne menem bir şey olduğunu! Bu yüzden olsa gerek boş yere bir yerlere giden, bir yerlerden gelenler olur ha bire. Bizimkisi de öyle bir şey mi diye de düşünmeden edemem!

Yola çıktığımda ne gibi olağan üstünlükler bekliyorum diye de bir başka düşünce peşimi bırakmasa da çıkılan yolculuğun menzili konusunda merakımı önleyemiyorum desem yalan olmaz.

Tam olarak merak denebilir mi bu hisse emin değilim.  İçinde bulunduğumuz durumu iyi açıklayabileceğim bir cümlem yok. Bir yandan da içinde bulunduğumuz duruma dair izah cümlelerinden medet umma arayışına girsem de beyhude çaba harcadığımı biliyorum.

Önünü sonunu düşünmeden verilmiş bir karardır belki bu yolculuk. Ancak bir yanım güçlü bir şekilde beni benden alan ve “neden olmasın” diyen bir yanımım var olmasına da içten içe seviniyorum. Karamsarlık, acabalarla başlayan olumsuz yargılara karşın olumlu düşünceler, niyetleri öte yanıma karşı hala dirençli ve güçlü! 

Niyetle başlar ilk adım.

Düşler düşünceye gebedir.

Düşünceler niyete, niyette eyleme durur.

Kıyama durur gibi. Ayağa kalkmakla başlıyor her şey. İlk adımı atışımda bütün hayatın değişeceğine dair bir his var içimde.

Kısa zamanda birçok farklı duygular yaşayabilen tek canlı kişi oğlu olsa gerektir. Birkaç saatlik zaman diliminde yaşadığım duygu ve düşünceleri yeniden yaşamam da mümkün değil. Bir an düşündüğünüz ve bizi adeta ele geçiren, etkisi altında bırakan bir düşünce sizi eyleme geçirmediği ve sonuçlarıyla ortaya çıkmadığı sürece bir sorun yoktur. Ancak aradan bir zaman geçmişse ve kararınız sizi terk etmediyse, hala aynı düşünce ve isteğiniz devam ediyorsa bu düşüncenizi ve düşüncelerinizi eyleme geçme yolunda somut adımlar attırdıysa işte o zaman bir daha geriye dönüp bakmanız gerekebilir.

Geriye dönüp bakma her zaman olumsuz sonuçlar doğurmayacaktır. Belki de geçmişten, tecrübelerden derlediğiniz bir ışık, bir deneyim, bazı gizli güç ve karşı konulması imkânsız arzularınız çıkacağınız yolculuğunuzda adımlarınızı daha sağlam atmanızı kolaylaştıracak, özgüvenle yürümenizi sağlayacaktır. Bu sayede düşüncenizi destekleyecek dayanaklar, nedenler de bulma olasılığınız güçlenecektir.

Şayet bir zaman geçtikten sonra da yoluculuğa çıkma konusunda aynı istek ve kararlılık içindeyseniz sizi kimsenin yolunuzdan alıkoyamayacağını bilmeniz gerekir.

İşte o zaman hayat sizindir.

Böyle bir bilinçle çıkılacak yolculuklar her adımın hesabını vererek ve keyfini çıkararak menzile varılan kutsi meşguliyetlere de dönüşebilir. Yolculuğun sonuçları hakkındaki kararları yolculuğa çıkarken vermeniz çok erken olabilir. Zira yolda karşınıza çıkma ihtimali bulunan olumlu-olumsuz durumların sonuçları da bunda etkili olacaktır. Ancak hayatı yollarda ve seferde geçmiş birisi için yolun ve yolculuğun en meşakkatli yanı kervanın yola çıkıncaya kadar geçirdiği zamandır.

“Bütün yolculuklar boyunca hasret ayrılmadı benden” diyen Nazım’a haksızlık edemeyiz. Yolculuk biraz da hasret yükünün ağırlığını omuzlarınızda hissetmenizi sağlar. Bu his iyiye işaret bir durumdur anlamasını bilene! www.tarihistan.org/ 10 Ocak 2020

 

 

 

Reklam