YAZAR ÖĞRETMENLER İÇİN KANUN TEKLİFİ

YAZAR ÖĞRETMENLER İÇİN KANUN TEKLİFİ

Naci YENGİN

Öğretmenlerin özlük hakları her geçen gün daha da iyiye giderken kendi alanlarında çalışma yapan, fark yaratan öğretmenlerin yeterince korunduğunu söylemek haksızlık olur.

Nice öğretmen var ki alanında bilimsel çalışmalara, edebiyat, tarih, coğrafya… Sanat alanlarında eserler vererek bölge ve ülkeye yararlı olmaya çalışıyor. Ancak bu çabanın bağlı bulundukları kurumlarca görüldüğü, desteklendiği, teşvik edildiğine şahit olamıyoruz! Hâlbuki Anadolu’nun çok değişik bölgelerinde; mezra, köy, kasaba, şehir demeden coğrafi şartlara aldırmadan kutsi bir görev olarak gördükleri mesleklerinin yanı sıra yazdığı eserlerle ilim, kültür ve edebiyat dünyasına katkı sağlayan öğretmenlerin daha çok desteklenmesi gerekirdi. Ne yazık ki mevcut şartlarda bırakın bu desteği yer yer bazı engellemelerle karşılaştıkları söylemek mümkündür.

Belki size garip gelecektir ama Cumhuriyetin ilk yıllarında tarih ve coğrafya alanlarında çalışma yapmayı teşvik etmek amacıyla öğretmenlere bazı teşviklerin yapıldığı yasalarla sabittir. Derece ve kademe atlatmadan tutun da maaş ve eserlerinin yayımı konusunda devletin teşvikini alan öğretmenler Türk Tarihi ve Coğrafyası alanlarında başta halkevleri olmak üzere çalışmalarına hız vermişlerdir.

Bir zamanlar eğitim –öğretim faaliyetleri denildi mi akan sular durur ve varını yoğunu satıp evlatlarını okutmayı tercih ederdi Anadolu insanı.

“Öğretmenler sizin başarınız Cumhuriyet'in başarısı olacaktır...” diyen Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle eğitimde atılımlar başlayacak ve öğretmenler de geleceği inşa eden rehberler olarak layık oldukları yeri alacaklardır.

***

Bir zamanlar öncelikle eğitim vardı. Sora öğretim gelirdi. Osmanlı medrese geleneğinin devamı olarak gördüğümüz eğitimi öne alma geleneği Cumhuriyetle birlikte devam etmiş ancak 1980 sonrası sadece öğrenim ön plana çıkarak eğitimin içi boşalmaya başlamıştır.

Osmanlıdan itibaren eğitim hayatının içinde olan eğitmenler canla başla çalışmış gerek eğitim hayatında yetiştirdiği nesillerle gerekse uzmanlık alanlarında yapmış oldukları araştırmalarla görev yaptıkları köy, kasaba, şehir ve ülke kültür, sanat, edebiyat, ekonomik ve bilimsel hayatına katkı sağlamak amacıyla araştırmalar yapmış, eserler vermişlerdir. Bu amaçla 1949 yılında Milli Eğitim Bakanlığının bilimsel bir kitap yazan öğretmene ilk kitabında 1 derece, daha sonraki her kitabı için bir kademe verilmesine karar vermiştir.[1]

“Kültür Bakanlığı (Milli Eğitim Bakanlığı). Ülkedeki tüm tarih ve coğrafya öğretmenlerine, Ekim 1935te gönderdiği genelgede tarih ve coğrafya öğretmenlerinin görev yaptıkları yerlerde Türk Tarih Kurumu'nun yardımcı üyeleri olmaları istenmektedir. Bakanlığın bu genelgesinin de etkisiyle Halkevleri çoğunluğu tarih ve coğrafya öğretmenlerince yazılan ve genellikle bölgesel tarih alanında birçok kitap yayınlandı. 1949 yılında. Milli Eğitim Bakanlığı bilimsel bir kitap yazan öğretmene ilk kitabında 1 derece, daha sonraki her kitabı için bir kademe vermeye başladı.”[2] Denilerek üreten öğretmen yazarların desteklenmesi, eserlerinin yayımlanması ve teşvik edilmesinin önü açılmıştır.

Türkiye’nin içinde bulunduğu kültürel körlükten kurtulması ve çölleşmenin önüne geçilmesi için kültürel kodlara yeniden dönülmesi gerektiği her mahfilde söylenir, yazılır. Ancak konuyu teşvik etmek amacıyla kimse elini taşın altına koymayı aklından geçirmez.

Milli Eğitim ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları el ele vererek 1940’lı yıllarda uygulanan yazar öğretmenlere teşvik kanununu yeniden işlevsel hale getirebilir. Böylece yeni ve nitelikli, özgün eserlerin ortaya çıkmasının önü açılmış olur.

Ne diyelim darısı günümüzde yazarlık yapan öğretmenlere ve öğretmenlerine sahip çıkan Mili Eğitim Bakanlığına demekten başka elimizden bir şey gelmez!  www.tarihistan.org