TUTTUĞUM SON EL
Naci YENGİN
www.tarihistan.org
Gönlündeki taşları at da gel,
Bağrım yanık, dilim lal.
Düğümü çözülmüş dilleri yaban arılarına sor
Sinem yanık, elim kor.
Adımların hesabı sorulmaz rahvan yürüyüşte
Gülüşlerine şahittir dağların yankısı
Ses kısık, gönül dar, yürekler kor.
Mavi göğün altıda bir üstü de,
Toprak kokan ellere sor
Dizimin bağı çözülmeye görsün
Mecalim yok ölmeye
Ruhum şen, gönlüm şense eğer
Elim kırık, dilim yanık, sesim kısık.
Yeter ki sen ol tuttuğum son el
Nadasa bırakılmış tarlalar
Yanık ülkelerde hasadı bekler leylekler
Harman yerlerinde rüzgâra savurduğum taneler
Yağmurum sel, yüreğim kor
Kıraçdere can suyunu bekler
Sesler kısık,
Nasırlar damar damar, alın çatım kırış kırış
Yüzyıllık hikâyeyi anlatır coğrafyam
Ses ver, sesin olayım rahvan atların peşinden
Ruhum yabana giden er kişileri selamlar
Türküler şenlendirir görklü sevdayı
Sevda yanık, dil yanık, ses yanık, il yanık
Yanık olsa da yüreğimin coğrafyası
Yeter ki sen ol tuttuğum son el
*
Not: Herkesin bayramını kutlarım.
Çok yaşayın çok bayramlar görün.
El öpenleriniz çok olsun.
4 Haziran 2019