SESSİZ SÜKÛT
Yağmur, trenin sesi ve umut
Sokak lambaları ve kaldırımların yalnızlığına kâfi gelmiyor
Dövüyor da dövüyor yanık bağrını şehrin!
Ey gecenin en sert yanı!
Rüzgâr olarak
Ve kararmış bedeninle
Gel ve muştula yorgun, gülmeye hasret gözlerin sahiplerini.
Yoksa yürek yoksunu gözler mi kurtaracak bu şehri?
Ama olsun!
Sabahın erleri, geceyi orta yerinden ayırıp
Yeniden yeşersin diye kışa ve sert karanlığa inat
Tohum saçmaya devam ediyorken gel!
…
Yağmur dersem rüzgârla beraber gelir gölgen
Bulutların kara ve kurşuni gri rengiyle
Bazen dağın yamaçlarında
Bazen de kara trenin vagonlarında
Gelir, geç de olsa gelir yine de!
Umut ekilen tarlalar nadasa bırakılmadan gelen yağmur gibi gelmeli gelinecekse!
***
Bu hafta şehrim, vatanım ve insanlara dair yaşanılan kırılmalar ve savrulmaların daha fazla derinleşmemesi adına sessizce sükût ederek derinleşme makamındayım…