Ramazan, Namaz Gecesi ve Kandil Feneri
Naci Yengin
Manisa gibi kadim ve köklü kültüre sahip birçok devlet ve yönetim tecrübesine sahip; Saruhan ve Osmanlı gibi saltanat bakiyesi taşıyan şehirlerde gelenek, kültür ve inançlar iç içe geçmiştir. Birini ötekinden ayırmak neredeyse mümkün değildir.
Türklerin Gök-Tengri olarak ifade ettiği Hanif inancından birçok özellikler taşıyan kültür ve gelenekleri devlet yapılanması, milli kimliğin oluşumunda birinci derecede rol oynamıştır. Türklerin binlerce yıllık inanç ve geleneklerinin en azından beş bin yıldır devam ettiğini söylemek mümkündür.
Türk dünyasının neresine giderseniz gidiniz eski Türk-Hanif inancıyla İslam inanıcının iç içe geçtiğini, etle tırnak gibi birer sentez olduğunu görürsünüz. Bunda Türklerin Gök-Tengri olarak kabul ettikleri Allah’ın birliğini benimseyen Hanif inancına çok benzeyen eski inanç yapılarıyla İslam’ın ortaya koyduğu inanç esaslarının birçok benzerlik göstermesinin de büyük payının olduğunu söylemek gerekir.
Türklerde milli kimliğin oluşmasında ramazan geleneklerinin büyük payı vardır. Bir anlamda Toy geleneği ile yaşatılarak sahip çıkılan Ramazan gelenekleri her yörenin ve bölge kültürünün az çok etkisinde kalarak bazı değişimlere uğramıştır.
Manisa’da ramazan geleneklerinin anlamı, milli ve manevi atmosferi içinde yad edilme geleneği şehrin şehrin fetih günü olarak kabul 25 Ekim 1313 Regaip Kandiline kadar gider.
Regaip Kandili günü fethedildiğine inanılan Manisa’nın manevi mimarları olarak görülen Horasanlı İbrahim Seydi Dede, Kırtık Baba, Hamza Baba, Karaca Ahmet... gibi onlarca Horasan Ereni Anadolu’ya fetihlerden önce gelmiş ve Anadol’nun fethini hazırlamıştır.
Manisa’da Fetihle yaşıt olduğuna inanılan Namaz Gecesi-Regaip Kandili-Kandil Simidi- Kandil Feneri( Çıtır Pıtır Bayramı)-Taban Simidi-Lokma Dökme geleneği halen devam etmektedir.
Manisa’da ramazan hazırlıkları üç ayların başlangıcı olarak kabul edilen Regaip Kandili ile başlardı. Manisa’nın fethinin Regaip Kandili günü gerçekleşmesi hadisesi yarı gerçek yarı efsaneye dayansa da bu gece Manisalıların zihninde şehrin alınışının şükür ifadesi olarak Namaz Gecesi adıyla anlamını bulmuştur. Hatta Saruhan Beyin fethin sembol olarak Fetih Mescidini (1345) yaptırdığı bilinmektedir.
Fetih Mescidi Manisa Kalesinin giriş kapısındadır. 2024 yılında yeniden hizmete açılmıştır.
Rivayete göre Manisa’nın fethi kandiller sayesinde gerçekleşmiştir.
Kendi Feneri Geleneği
Manisa Kalesinin Regaip Kandili sabahı alınmasına dair halk arasında anlatılan efsaneye olan inanç hala güçlüdür.
Yüzyıllarca devam inanışa göre evlerin balkonlarına Kandil Feneri asma geleneği bir anlamda şehrin fethine bir gönderme ve fetih kutlamalarının devam etmesini sağlamaya yöneliktir.
Kandil Feneri uygulanması sırasında kandilin balkonun tavanına asılmak suretiyle yukarıda tutulması; ayrıca ağaç, ayna, renkler ve ateş unsurları ve değişik renklerle süslenmesi Türk inanç öğelerine dair mitolojik bir anlam da içermektedir. Bu bağlamda Kandil Feneri uygulaması esnasında Türk kültüründeki mitolojik unsurların Türkler tarafından İslam inancına ait uygulamalarla bütünleştirilerek kullanıldığı ve İslam inançlarını Türkleştirdikleri, milli kültürün bir parçası haline getirdikleri görülmektedir.
Manisa’daki Kandil geleneği uygulamasının Regaip Kandilinde gerçekleştirilmesinin yanı sıra düğün gelenekleri içerisinde de yer alması, artık çok fazla kullanılmayan eski Türk inanışları ile İslam inanışların bir arada kullanılmasına dair güçlü bir bağın olduğunu da ortaya koymaktadır.
Rivayete göre Manisa’nın alınmasından sonra Saruhan Beyden yardım isteyen Hıristiyan halka lokma dağıtılmış, kandiller kale ve civarı aydınlatmıştır. Bu güçlü gelenek kandil feneri, kandil simidi ve lokma hayrı olarak yaşatılmaya devam etmektedir. Not: kaynaklar belirtilmemiştir. 18 Mart 2025, tarihistan.org
Not: Yazımız devam edecektir.
FACEBOOK YORUMLAR