Octavia Paz’a Selam
Gördüğüm ve söylediğim
Söylediğim ve sustuğum
Sustuğum ve düşlediğim
Düşlediğim ve unuttuğum arasındadır şiir/Octavia Paz
Meksika Edebiyatının dünyaya kazandırdığı Octavio Paz her aklıma düştüğünde Yalnızlık Dolambacını alır bir daha okurum.
Octavio Paz'da beni etkileyen neydi bilmiyorum. Onu 80'li yılların sonunda tanıdım. Belki de o yıllarda yazmaya başladığım ve çiçeği burnunda bir yazar adayı olduğum içindir Octavio Paz'ın satırlarında beni çeken sır.
Aynı etkileşim Peyami Safa'nın 'Yalnızız' romanı için de geçerlidir. Yalnızız’ın ruhuma çok iyi geldiğini söylemeliyim. Belki tercümenin sığlığındandır bilemem ancak Yalnızlık Dolambacında aynı hissi alamasam da yine de başucu kitaplarımdan birisidir.
Octavio Paz'ın daha sonradan Adnan Özer tarafından Türkçeye kazandırılan cep kitabı boyutundaki Dünya Şiir Mitosları serinde yayınlanan kitabını da bir solukta okumuştum. Hala da okurum.
Bir gün yiter gider
Evren gökyüzünde
Karda iz bırakmaz ışık
Bir gün yiter gider
Kapıları açmaya ve kapatmaya...
Bugünlerde elimden düşmeyen Octavio Paz'ın kitabının kenarları düştüğüm notlar şahittir ki 20 yıldan fazla bir zaman önce okumuş ve okuduğum satırlara derkenar yazmışım!
Octavio Paz'ın şiirlerini orijinal diliyle okuyabilmek isterdim. Ama olsun tercüme dahi olsa okuduğum satırlar ve aldığım ilhamlar, kenarlarına yazdığım satırlar beni çeyrek asır öncesine götürmeye yetti.
Octavio Paz'dan ilhamla…
Yeni bir canın paramparça hali
Maziden atiye taşır beni
Mengeneye vurulan satırlar
Gemi azıya almış
Doru atların yelerindeki cümlelerim
*
Var olmak adına
Bugünden
Bu ülkeden
Hayattan ötelere
Selam vermek hakkımız bizim
*
Gece karanlık
Rüyalar
Toprağın yağmur kokusuyla soluklanır
*
Parçalanmış ateş böcekleri
Gökyüzü
Yıldızlar
Şafağın ilk saatlerinde kopar fırtına
Ekmeğinde toprak ve buğday kokan Anadolu’da
Terazinin hangi kefesindedir tartılan hayat
*
Karanlık
Şafağın ilk gölgesi
Sevda nöbetleri
Gördüğüm ve söylediğim
Söylediğim ve sustuğum
Sustuğum ve düşlediğim
Düşlediğim ve unuttuğum arasındadır şiir/Octavia Paz
Meksika Edebiyatının dünyaya kazandırdığı Octavio Paz her aklıma düştüğünde Yalnızlık Dolambacını alır bir daha okurum.
Octavio Paz'da beni etkileyen neydi bilmiyorum. Onu 80'li yılların sonunda tanıdım. Belki de o yıllarda yazmaya başladığım ve çiçeği burnunda bir yazar adayı olduğum içindir Octavio Paz'ın satırlarında beni çeken sır.
Aynı etkileşim Peyami Safa'nın 'Yalnızız' romanı için de geçerlidir. Yalnızız’ın ruhuma çok iyi geldiğini söylemeliyim. Belki tercümenin sığlığındandır bilemem ancak Yalnızlık Dolambacında aynı hissi alamasam da yine de başucu kitaplarımdan birisidir.
Octavio Paz'ın daha sonradan Adnan Özer tarafından Türkçeye kazandırılan cep kitabı boyutundaki Dünya Şiir Mitosları serinde yayınlanan kitabını da bir solukta okumuştum. Hala da okurum.
Bir gün yiter gider
Evren gökyüzünde
Karda iz bırakmaz ışık
Bir gün yiter gider
Kapıları açmaya ve kapatmaya...
Bugünlerde elimden düşmeyen Octavio Paz'ın kitabının kenarları düştüğüm notlar şahittir ki 20 yıldan fazla bir zaman önce okumuş ve okuduğum satırlara derkenar yazmışım!
Octavio Paz'ın şiirlerini orijinal diliyle okuyabilmek isterdim. Ama olsun tercüme dahi olsa okuduğum satırlar ve aldığım ilhamlar, kenarlarına yazdığım satırlar beni çeyrek asır öncesine götürmeye yetti.
Octavio Paz'dan ilhamla…
Yeni bir canın paramparça hali
Maziden atiye taşır beni
Mengeneye vurulan satırlar
Gemi azıya almış
Doru atların yelerindeki cümlelerim
*
Var olmak adına
Bugünden
Bu ülkeden
Hayattan ötelere
Selam vermek hakkımız bizim
*
Gece karanlık
Rüyalar
Toprağın yağmur kokusuyla soluklanır
*
Parçalanmış ateş böcekleri
Gökyüzü
Yıldızlar
Şafağın ilk saatlerinde kopar fırtına
Ekmeğinde toprak ve buğday kokan Anadolu’da
Terazinin hangi kefesindedir tartılan hayat
*
Karanlık
Şafağın ilk gölgesi
Sevda nöbetleri
Yavan bir ekmek gibi nadaslarda
Yeni yetme kekliklerin peşinde
*
Yakarışlar
Yağmur damlaları
Öz dilim
Ana bağrım, buğulu hülyalarım
*
Ay yüzüne,
Gözlerinin nemine
Güneş dağıtır karanlığı
Alın terimiz
Tuzlu ten
Efsunlu bir türkü olur dolanır Çalap’a
*
Işıktan elbisesiyle
Bir Türkmen kızı
Güneşi giydirir güzelliğini
Güneş olur
Tapınaklar çığırır türkülerimiz
*
Ey zaman
Sonsuzluğun habercisi
Sancılı dakikaların söylencesi
Gölgesiz kimliklerin molası
*
Bakışlarında
Gözlerinde
Bin yıllık düşler
Kış düşmüş şakakları
Aylardan ağustos
Yıldızlar yorgan
Karavana sırasını bekler türküler
Kurşuni bir mermi geçer kulak hizasından
Hey on beşli
Türkülere
Yemen ellerine karışır
*
Çiğ düşmüş kaldırımlar
Turkuaz yamaçlar
Alacakaranlık düşlerde görülür gülüşler/29 Kasım 2023/Naci YENGİN
Yeni yetme kekliklerin peşinde
*
Yakarışlar
Yağmur damlaları
Öz dilim
Ana bağrım, buğulu hülyalarım
*
Ay yüzüne,
Gözlerinin nemine
Güneş dağıtır karanlığı
Alın terimiz
Tuzlu ten
Efsunlu bir türkü olur dolanır Çalap’a
*
Işıktan elbisesiyle
Bir Türkmen kızı
Güneşi giydirir güzelliğini
Güneş olur
Tapınaklar çığırır türkülerimiz
*
Ey zaman
Sonsuzluğun habercisi
Sancılı dakikaların söylencesi
Gölgesiz kimliklerin molası
*
Bakışlarında
Gözlerinde
Bin yıllık düşler
Kış düşmüş şakakları
Aylardan ağustos
Yıldızlar yorgan
Karavana sırasını bekler türküler
Kurşuni bir mermi geçer kulak hizasından
Hey on beşli
Türkülere
Yemen ellerine karışır
*
Çiğ düşmüş kaldırımlar
Turkuaz yamaçlar
Alacakaranlık düşlerde görülür gülüşler/29 Kasım 2023/Naci YENGİN
FACEBOOK YORUMLAR