Manisa- Şehzade II. Mehmed ve Yunus Emre Sempozyumları
Naci YENGİN
www.tarihistan.org
Bir şehrin tarihi kültürel varlıklarını korumak o şehrin ekonomik varlıklarından önce gelir.
Bir kültürün taşınmasında kültürel varlıkların ortaya çıkarılması kadar önemli başka bir çalışma düşünülemez.
Manisa adına son dönemde sevindirici gelişmelere şahit oluyoruz. Nasıl sevinmeyelim ki. Birer hafta aralıklarla “Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu” ve “Uluslararası Manisa Sempozyumu (Şehzade II. Mehmed ve Manisa Tarihi - Kültürü – Ekonomisi)” düzenlendi.
Her iki organizasyonda emeği geçenleri yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum.
Yunus Emre Sempozyumu bize göre Yunus Emre’nin edebi, dini yönü ve şiir dili; tasavvuf ve tarikatlar üzerinde inşa edilen bir sempozyum görünümünde geçti. Bu yönüyle daha çok edebiyat, dil, tasavvuf, inanç, Anadolu ve Balkanlar üzerindeki dini etkileri üzerinde verilen tebliğler bağlamındaydı. Ancak Yunus Emre Sempozyumundan bir Manisalı olarak hele hele sempozyumu organize eden Yunus Emre Belediyesi olarak beklentiler bunun ötesinde olmalıydı.
Yunus Emre ismini alan bir belediyenin kendisini Yunus Emre’ye dayandırması nedeniyle Yunus Emre ve Manisa, Yunus Emre Dönemi Siyasi, sosyal, kültürel hayat, Yunus Emre dönemi Manisa’nın içtimai durumu; Yunus Emre Dönemi ve Saruhan Beyliği, Yunus Emre-Tabduk Emre’nin Manisa’da meftun olmalarını ön plana alacak çalışmalara, tebliğlere yer vermesi gerekirdi ancak böyle bir tebliğ sunulmadı ya da biz farkına varamadık!
Yunus Emre ve Manisa bağlamında “Yunus Emre Dönemi Anadolu ve Yunus’un Mezarı Meselesi” adıyla yayınladığım, daha da detaylandırılacak olan yazımı isteyenler aşağıdaki linkten okuyabilir:
Yunus Emre Belediyesine açık çağrımdır: Konu ile ilgili yapılacak çalışmaya her türlü desteği veririz.
***
“Uluslararası Manisa Sempozyumu (Şehzade II. Mehmed ve Manisa Tarihi - Kültürü – Ekonomisi)” Manisa Celal Bayar Üniversitesinin bildiğim kadarıyla düzenlemiş olduğu en kapsamlı sempozyum oldu.
Üç gün boyunca 52 oturumda 205 sunumun yapıldığı sempozyum Manisa’nın tarihi, edebi, ekonomik, turizm, folklor, kültür, sanat, mimari… Pek çok alanda şehrin kimliğinin ortaya çıkarılması adına önemli çalışma gerçekleştirildi.
Manisa’nın tarih öncesinden bu güne yolculuğunda ortaya konulan sunumlar arasında çok önemli bilgi ve belge eksikliklerini, gözlerden uzakta kalmış bazı yönlerin aydınlatılmasında çok önemli sunumlara şahit olduk.
Ancak öyle sunumlar da vardı ki “Böyle sunum da olmaz ki kardeşim!” dedirtecek denli acemice, sığ hatta yanlış bilgilerden oluşmaktaydı! Böyle durumlarla karşılaşınca insan hayıflanmadan edemiyor. Sempozyuma sunulan tebliğler aylar öncesinden duyurulur ve ilgili bir heyet tarafından incelenerek kabul edilir. Ancak tamamen iyi niyet ve güvenden kaynaklandığını düşündüğüm Doç, Dr… etiketiyle bazı konularda sunulan tebliğiler acemice hazırlanıp kabul edilmiş hatalarla, bilgi yanlışlıklarıyla doluydu. Bunu sempozyumda sunulan tebliğler sırasında yaşanan tartışmalardan yola çıkarak söylüyorum. Sempozyumu düzenleyen heyetin tebliğlere unvan ve kişi isimlerine bağlı kalmadan kabul veya reddetmesi bilimin gereği olarak kabul edilir.
Uluslararası sempozyumlar üniversitelerin yüz akı ve tebliğ sunan araştırmacılar için birer referans kaynağı olarak kabul edilir. Umarız önümüzdeki yıllarda hatalar en aza indirilir.
Her şeye rağmen “Uluslararası Manisa Sempozyumu (Şehzade II. Mehmed ve Manisa Tarihi - Kültürü – Ekonomisi)” önemli bir çalışmayı gerçekleştirmiş ve Manisa adına şehrin geçmişten geleceğe yürüyüşünde birikimleri paylaşarak şehri geleceğe taşımıştır. Emeği geçen ve tebliğ sunanları kutlar teşekkür ederim. www.tarihistan.org