LOZAN’A NASIL BAKMALIYIZ?
Bugün Lozan Barış Antlaşmasının 96. yıldönümü.
Türkiye’nin tapusu ve bekası Lozan’da garanti altına alınmıştır. 96 yıldır Lozan tapusu üzerinde oturuyoruz.
Lozan hiçbir zaman Türk milletini tatmin etmedi. Ancak ortada bir gerçek var ki elimizdekine sahip çıkmadan atılacak duygusal adımlar mevcut kazanımları da tehlikeye atabilecek denli tehlikeleri bünyesinde barındırıyor.
96 yıldır tartışma bitmedi Lozan’la ilgili. Lozan’da taviz verildiği iddia edilen topraklar meselesi gündemden düşmedi. Lozan Barış Antlaşmasına Türkiye’nin tapusu olarak görenlerle hezimet olarak görenler arasında 96 yıldır devam eden farklı bakışlar bundan böyle de devam edecektir.
Lozan’la ilgili tartışmalar devam ededursun bir gerçek var ki Lozan’dan bu güne Türkiye Cumhuriyeti hiçbir toprağını kaybetmedi, aksine Hatay gibi vatan parçası toprağını geri aldı.
Lozan’ı eleştirenlerin genelinde bilgisizlik, Lozan’ı savunanlara karşı ideolojik bakış hâkimdir. Lozan’ı imzalayan heyetin başında İsmet Paşa bulunuyordu.
İsmet Paşa (İnönü): Dışişleri Bakanı, Delegasyon Başkanı
Dr. Rıza Nur Bey: Sağlık Bakanı
Hasan Bey (Saka): Eski Maliye Bakanı
Lozan’a gidenler gazeteciler dâhil 39 kişilik kalabalık bir kafileydi. Üstelik Lozan Barış antlaşması sadece imzalayan ve heyette bulunanların kararı değil Büyük Millet Meclisi’nin ülkenin bekası için almış olduğu karardı.
Bağımsızlık savaşından yeni çıkmış bir milletin Lozan gibi önemli bir antlaşmayı gerçekleştirmesi Türkiye’de ağır eleştirilere sebep olduğu gibi İngiltere’de depremlere neden olmuştur. Sevr Antlaşmasını Osmanlı’ya dayatan İngiltere başbakanı Lloyd George 28 Temmuz 1923 günü Daily Telegraph gazetesindeki yazısında Lozan için: “Lozan’da Türkiye’nin Başarısı, Medeniyetin yenilgisi”[1] başlığını kullanmıştı!
Lozan kime göre zafer, kime göre ihanet?
Lozan Barış Antlaşmasında taviz verildiği iddia edilen Misak-ı Milli Sınırları, Musul-Kerkük, Adalar, Kıbrıs gibi pek çok sorunun kaynağında Lozan’dan öncesine dayanan gelişmeler ve antlaşmalar geçerlidir. Lozan’da ele alınan konuların öncesini, gelişmeleri bilmeden Lozan’da taviz verildiğini iddia edenler en azından bilgi eksikliğine sahiptir.
Lozan sonrası aleyhte yayın yapan bazı çevrelerin duygusal, Cumhuriyet karşıtı söylemleri daha sonra da devam etmiş ve günümüze kadar etkilerini sürdürmüştür.
Keşke Misak-ı Milli’den hiç taviz verilmeseydi. Keşke Osmanlı biraz daha dik durabilseydi ve keşke içte İngiliz ve itilaf devletleriyle görüşen işbirlikçiler, mandacılar, idare-i maslahatçılar Milli Mücadele kahramanların yanında durabilseydi. Şimdi bu kadar ah vah etmezdik!
Lozan modern Türkiye’nin tapu senedidir. 1176’da Miryakefelonla Anadolu’dan Türklerin atılamayacağı nasıl garanti edildiyse Lozan’la da Anadolu’nun uluslararası kamuoyu ve devletleri nezdinde tapusu resmen Türklere geçmiştir.
[1] Taha Akyol, “Lozan ihaneti!” Karar Gazetesi, 24 Temmuz 2019, Çarşamba