Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Lale zamanı

23 Mart 2022 - 10:50 - Güncelleme: 24 Mart 2022 - 20:48

Lale zamanı

Lale Orta Asya kökenli bir bitki olup Türklerin tabiat kültüne uygun Gök-Tanrı anlayışı çerçevesinde şekillenerek günümüze kadar getirdiği önemli sembollerinden birisi olarak kabul edilir.

Her ne kadar Anadolu’nun değişik coğrafyalarında bilinse de Batı Anadolu’da ayrı bir yeri vardır.

Günümüzde Manisa dağ ve ovalarını süsleyen lale Türklerin Batı Anadolu’ya gelişiyle yaygınlaşmış ve dini bir misyon yüklenerek gülle birlikte anılır olmuştur. Özellikle şiir, musiki ve tasavvuf edebiyatında çokça kullanılmıştır. Hatta Osmanlı’da bir döneme de adını verecek kadar önemli hale gelmiştir.

XV. yüzyıl şairlerinden Necati’nin (öl.1509)
Lâle hadler yine gülşende neler itmediler
Servi yürütmediler, gonceyi söyletmediler
 Taşradan geldi çemen sahnına bîçâre durur

Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler” şiirinden de anlaşıldığı gibi 1400’lü yıllarda lale önemli bir figürdür.

Rivayete göre Saruhanoğlularıyla Batı Anadolu’da yaygınlaşmış ve Osmanlı şehzadelerinin Manisa’ya gelmesiyle saray bahçelerini, sanatı süslemeye devam etmiştir.

Manisa’da yetişen Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinden sonra İstanbul sokakları ve sanatında laleye çok önem ve yer vermiştir.

Fatih Sultan Mehmet'in tahta çıkması ve İstanbul'un fethinden sonra İstanbul saray bahçesine Manisa'daki Saray-ı Amire’ den lale soğanı götürülmüştür.

Baharın geldiğini kulaklara fısıldayan Dumanlı Dağdan esen son soğuk rüzgârın sesiyse de, Lalelerin boy boy, al al açan yanaklarından dökülen şehla bakışlı bir dilberin gülüşleridir sesidir bazılarına göre!

Bu sabah baharın yeniden geldiğine kani oldum. Laleler sabahın ilk saatlerinde şehri uyandırmak için avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Lalenin çığlığıyla ezan sesleri birbirini tamamlıyordu. Laleler baharı müjdeleyen müziğin en güzelini seslendiriyordu.

Manisa deyince akla lale bahçeleri gelir. Manisalı şair Birri Mehmet’de (1669-1716 Manisa) Manisa lalesini divanında çokça kullanmıştır.

Manisa deyince akla gelen güzelliklerden biri de lâle bahçeleri, yani lâlezârlardır. Birri Divanının değişik yerlerinde dağınık olarak çoğu zaman “lâle‘izâr”, yani lâle yanaklı sevgiliyle beraber kullanılan ve kadehe benzetilen lâle; rengi ve güzelliği yanında dâğı, yani ortasındaki siyah tohumlarıyla da söz konusu edilir.[1]

Lale üzerine akla gelen önemli şairlerden birisi de Nedim’dir(1681-1730).

Nedim’in “Erişti Nev-Bahar Eyyâmı” şiiri lale üzerine yazılmış en güzel şiirlerdendir.

Erişti nev-bahar eyyâmı, açıldı gül-i gülşen
Çerâğan vakti geldi lâlezârın dîdesi rûşen
Çemenler döndü rûy-i yâre reng-i lâle vü gülden
Çerâğan vakti geldi lâlezârın dîdesi rûşen

Açıldı dilberin ruhsârı gibi lâleler güller
Yakıştı zülf-i hûban-veş zemîne saçlı sünbüller
Nevâsâz olmada bin şevk ile âşüfte bülbüller
Çerâğan vakti geldi lâlezârın dîdesi rûşen


[1] Erdoğan, Kenan  (2008) “ Birrî Divanı’nda Manisa ve Şâirin Sosyal Çevresi”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 37 Erzurum,  internet yayını, 14 Mart 2022; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/33219, s.82

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum