Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

KAZIM KARABEKİR: BİR DEVRİN PERDE ARKASI

30 Ocak 2010 - 18:43

      KAZIM KARABEKİR:

BİR DÖNEMİN PERDE ARKASI

 

            Bir dönemin, bir devrin ve bir devrimin tarihini yazmak ve o dönemde aktif rol oynayan insanların hayatlarını incelemek, hatıralarını ciddiyetle ele almakla mümkündür. Aksi takdirde yazılan tarih ve okutulan tarih kitaplarının doğru, eksiksiz ve tarafsız olması beklenemez.

            26 Ocak tarihi bir dönemin tanığı  (Kazım Karabekir’in ölüm yıldönümü) hem de ne tanık!

            Kazım Karabekir’in ölümünün 62 yılında onu anmak, hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız.

 

            Kazım Karabekir araştırılmadan, onun ortaya koyduğu ve günümüzde Nutuk merkezli Devrim tarihi bilgileri yeniden irdelenmeden Cumhuriyet’in tarihi doğru yazılamaz.

 

            Kazım Karabekir’in 1330 sayfalık “İstiklal Harbimiz” adlı eserinde ortaya koyduğu görüş ve bu görüşleri destekleyen belgeler ne çürütülebildi ne de kabul edildi şimdiye kadar. Kazım Karabekir görüşlerini 1938’de İstanbul Milletvekili olarak TBMM’de dile getirdi.

“Milli Mücadele Tarihi’nin yanlış okutulduğunu ülkenin silahla kurtulabileceği fikrini Mustafa Kemal Paşa’yı kendisinin ikna ettiğini” dile getirmiştir.1

 

 Dile getirmişti getirmesine de ne olduysa ondan sonra oldu. Ölümüne kadar devam eden ev hapisleri, kitaplarının toplatılması, imha edilmesi ve siyaset-konuşma ve yasağı devam etti.2

            Milli Mücadeleyi gerçekleştiren kadro ile Cumhuriyeti kuran kadro arasındaki görüş farklılıkları Kazım Karabekir’e göre vatan savunması düşüncesiyle başlamıştır.

            Falih Rıfkı Atay’ın 1982’de “Atatürk’ün Anıları” eserinde M.Kemal Paşa’nın I.Dünya savaşı sırasında Osmanlı Harbiye Nazırı olmayı düşündüğü ve bu amaçla gazete çıkardığı anlaşılacaktır… Anadolu’ya geçişi ise Harbiye Nazırı Ahmed Şakir Paşa’nın teklifi ile gerçekleştirdiği belirtilir.3

            Kazım Karabekir’in ifadesine göre “M.Kemal ile Şişli’deki evinde görüştüm. Erzurum Kongresi, Yeni bir hükümetin kurulması fikirlerini kendisine ait olduğunu iddia eder.”4

 

            Cumhuriyet sonrası dönem

 

Cumhuriyeti kuran kadro ile Muhalif kanat olarak gösterilen Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay ve Cafer Tayyar Paşa gibi komutanlarla Atatürk’ün arasını açan kişinin İsmet İnönü olduğu söylenir. 5

 

            M. Kemal ve İsmet Paşa’ların Milli Mücadeleyi birlikte kazanan arkadaşlarına danışmadan, gerçekleştirmeye çalıştıkları Cumhuriyet ve Devrimler Rauf Orbay’ın “Cumhuriyet birkaç kişinin arzusuyla alelacele ilan edilemez… Milletin de görüşü alındıktan sonra karar verilmeliydi.” eleştirisine neden olmuştur.6

 

            Cumhuriyet sonrası başlayan fikir çatışması İsmet Paşa’ya, 1924’te 19 kişini güvenoyu vermemesi ile yeni bir boyut kazanmıştır.

            Ordunun siyasetten ayrılması konusunda Savaş Bakanlığının kaldırılması sonucu Kazım Karabekir’in başkanlığında Cumhuriyet dönemi ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu.

            M. Kemal Paşa’nın muhalif partiye sıcak baktığı ancak İsmet Paşa ve ekibinin ise bir şekilde TPCF’yi ortadan kaldırmak istediği bilinir.

 

            Şeyh Sait isyanının birçok farklı boyutu var kuşkusuz. Ancak özellikle muhalif görülen Kazım Karabekir ve partisi üzerinde bazı planların da yapıldığı şüpheleri vardır. Fethi Okyar hükümeti sona erecek ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılacaktır.

            Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa gibi paşaların 1926 Haziranında ortaya çıkarılan İzmir suikastında da adı geçecek ve tutuklanacaklardır. Ancak İsmet Paşa Kazım Karabekir’in serbest bırakılmasını sağlayacaktır. Ya da askerden çekindiği için bu kararı alacaktır. Ancak İsmet Paşa’nında İstiklal Mahkemesi tarafından tutuklanma istemi Kazım Karabekir’in de yeniden tutuklanmasına neden olacaktır.

 

            İsmet Paşa’nın Kazım Karabekir’in özgürlüğünü kısıtlamak için her yolu denediği, hatta bu konuda kitaplarının             toplatıldığı, siyaset yasağı konduğu bilinmektedir.

 

            Kazım Karabekir’in kızı Timsal Hanım’ın anlattıkları insanın içini acıtıyor. “Asıl üzücü olan, uzun yıllar evinde göz hapsinde kalması. Bahçelerinde polislerin yatıp kalkmasıydı.”

 

            Kazım Karabekir 5 Ağustos 1946’da TBMM Başkanlığına seçilmiş 26 Ocak 1948’de bu görevdeyken vefat etmiştir.



1 Tarih ve Medeniyet, Sayı 9-Kasım 1994, İsmet Bozdoğan’ın yazısı sayfa 39

2 Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası, Emre Yay. İst. 2005, s.52 vd.

3 Atatürk’ün Anıları Ank. 1982, s,

4 K.Karabekir, a.g.e, s.306; Uğur Mumcu, Kazım Karabekir Anlatıyor, İst. 1996, s.30vd.

5 Sırrı Yüksel Cebeci, Kazım Karabekir Paşa, Bir Devrin Perde Arkası, Tercüman Gazetesi, 26 Ocak 2006

6 Rauf Orbay’ın Cehennem Değirmeni, 2 Cilt, Emre Yay. İst.

 

 

Reklam