İşçisiz 1 Mayıs!
Sabahın erken saatlerinde kalkmanın çok yayarı oluyor.
Sabahın erken saatinde uyanan doğaya tanık olmak büyük keyif veriyor insana.
Sabahın erken saatleri trajedilere hatta tirajı komik durumları da gözlemlemenize yardımcı oluyor!
1 Mayıs sabahı tren yolu boyunca istasyona doğru yürüyorum. Sabahın erken saati ve üstelik hafta sonu olmasına rağmen fabrika servisleri hınca hınç doldurduğu işçileri fabrikalara, demir yığınlarının arasında öğütmeye götürüyor. Kaldırımlarda servis bekleyen kadın erkek, genç ihtiyar her yaştan insanların hali ayrı bir anlam katıyor 1 Mayıs İşçi Bayramını!
Öyle bir bayram ki bu işçiler çalışırken patronlar bayram yapar!
Öyle bir bayramdır ki bu işçilerin kutlayamadığı bir işçi bayramıdır adı!
Bayram diye yutturulan aslında bayramdan başka her şeye benzeyen bir bayram kutlandı cumartesi günü. Meydanlarda birkaç nutuk atıldı. Televizyon ve gazetelerde birkaç kelime edildi ancak her nedense insanlar İşçi bayram diye daha çok Taksim olaylarına yönlendirildi.
Bu yönlendirilmede şimdilerde ekonominin liberal kanadını temsil eden ve patronlarının borazanlığını yapan köşe başlarında bazı gazete ve gazetecilerin de katkısı yadsınamaz.
Öyle ki Taksim olaylarında masum birçok insanın katledilmesinden haberdar değillermiş gibi.
Öyle ki taksim e benzeri olayların arkasında Türkiye’yi kaosa sürükleyen dış ve iç bağlantıların parmağı yokmuş gibi hareket edilmesine ne demeli?
Sabahın erken saatinde ekmeğinin peşinde çoluk çocuğuna ekmek götürme derdine düşmüş insanların 1Mayısla ilgileri yok. Olmadı ve olamaz. Ne kadar bayram seyran ilan etseniz de işçilerin sosyal güvenceleri yoksa ev kirasını ödeyemeyen işçiler işten çıkarılma korkusu ile yaşıyorsa o insanların olamaz işçi bayramı olsa olsa patronların ve onları oraya getiren ellerin gölgesi altında kutlanan bir bayram olmaktan öte bir anlam taşımaz bu günler!
Öyle bir Taksim olayı ki arkasında CIA çıkıyor.
Öyle bir 1977 1 Mayıs ki sanki milleti iki kampa bölmak amacıyla tezgâhlanan bir oyunun sahnelendiği ve onlarca cana ml olan olay!
Öyle bir oyun ki beş bin cana mal olan ve ülkeyi sağ sol- faşist-komünist ayrımına götüren 12 Eylül 1980 darbesine zemin hazırlayan olay.
Birçok konuda yazılarına katılmasam da 1 Mayıs günü Sabah Gazeesindeki köşesinde Emre Aköz tam 12 den vurmuş taksim olaylarının gerçek yüzünü ortaya koyarken.
“CIA ile işbirliği yapan derin devlet, alanda toplanan insanların üzerine çevreden ateş etmiş ve neticede 35 kişinin ölmesine yol açmıştı.
Kanlı 1 Mayıs, 12 Eylül 1980'de yapılacak askeri darbenin start noktasıydı.
5 bin kişinin öleceği yokuş aşağı gidiş o gün başlamıştı.
Şimdi bazı sendikacılar, Taksim'in adının, "1 Mayıs Meydanı" olmasını talep ediyor ya...”