Gönül Dağı
Yağmur damlalarıyla birlikte bereketi de bekleyen gönüllere sahibiz.
Rahmet yağarken gecenin bir vaktinde gönüllerimiz coşar. Damla damla düşeriz toprağa. Bazen bir gönülde, bazen de gözyaşı damlasında sadık yarimizle buluşuruz.
Böyle zamanlarda türkülere sığınırım. Bugün de gönlümüze Aşık Sümmani düştü.
“Ervah-ı ezelde levh-i kalemde
Bu benim bahtımı kara yazmışlar
Bilirim güldürmez devr-i alemde
Bir günümü yüz bin zare yazmışlar
Arif bilir aşk ehlinin halini
Kaldırır gönlünden kıyl ü kalini
Herkes dosta salmış arzuhalini
Benimkini ürüzgara yazmışlar”
Bazen içinden çıkamadığımız sorunlar dağ kadar ulu görünür gözümüze.
Bazen kıvrıla kıvrıla uzak diyarlara taşıdığı yağmur sularını denizlere boşaltan ırmak gibiyizdir. Nice zorluklar çeksek de hep bir umut vardır yüreğimizde.
Biteviye umut beslenir hayattan.
Aslında hayat bir umuda yolculuk değil midir?
Ne asil bir güzelliktir.... Anadolu insanının çilesini anlatışı. Hep umudun peşindedir. Hep şükreder insanımız. Hoca Ahmet Yesevi olur bazen, Hacı Bektaş’ta demlenir, Yunus’ça söylenir. Gönlüne atar, gözyaşlarıyla içine akıtır sevdasını. Sevincini de öfkesini de içinde yaşar.
Sevinçte, kederde, umutta, işte, aşta, düğünde, cenazede bir olanlara kardeş denmeli asıl. Anadolu insanı aynı anadan aynı atadan gelmiş gibidir. Aynı ağacın dalları...
Uzak diyarları bilemem ama bildiğim bir şey var ki hayatın bu kertesinde özüm, sözüm, dilim, sazım, türküm, imanım, bağrından çıktığım toprağıma dairdir.
Yazımızda günlün dağından, dağ yürekli anaların emzirdiği insanımızdan bahsedecektim. “Gönül Dağından” söz edecektim.
Fazla söze gerek yok. İnsana dair, bize dair, türküye, Türk’e dairdir sözlerimiz.
Her insanın bir sevdası her sevdanın bir gönül dağı vardır. Adeta “kalbimiz, masallar ülkesinde bir diyar. Kalbimiz bir dilek ülkesidir..."
Son günlerde birçoğumuzun müptelası olduğu Cumartesi akşamları TRT’de yayımlanan “Gönül Dağı” dizisi var. Çoktandır bu kadar samimi, gönülle yazılan bir başka dizi izlediğimi hatırlamıyorum.
Dizi senaryosu ve oyuncularıyla çok iyi kurgulanmış. Dizinin çekimlerinin yapıldığı Gedelli insanı dizinin doğal oyuncuları. Gedelli kasabasının Eskişehir Sivrihisar’da olduğu belirtiliyor.
“Dünyada hep yarımdır bir şeyler. Hayalleri kursağında kalan hayatlarımız gibi…”
“Ay tek başına kalmış. Yıllarca o yıldızın geri geleceğini beklemiş, her gece rüyalarında görmüş. Her sabah uyandığında kalbinin yarısını acırken bulmuş…”
"Ayranla ekmeğimize katık ettik,..."
“Çocukluğu özlemek, büyüdükçe elimizden kayıp giden mutlu günleri özlemek gibidir…"
“Hayat bir koşudur. İnsanın yükleriyle beraber koştuğu..."
“Dünyada hep yarımdır bir şeyler. Hayalleri kursağında kalan hayatlarımız gibi...”
“Hepimizin hayatında bir pembe kapı vardır. Sırlarını, hüzünlerini, sevinçlerini sakladığı bir pembe kapı…”
"Dünyaya gelen her bebek bir kuştur... Dua kuşu... Dünyanın daha güzel bir yer olması için edilmiş bir dua, insanların kalplerine dokunan bir umuttur."
“Kimseden salçalı ekmek isteyemediğim gün anladım anasızlık ne demekmiş…”
Neşet Ertaş’ın Yunus’ça söylediği gibi bitirelim cümlemizi: “Bilmiş ol ki gönül Hak’tır/Sakın ol ha gırma gardaş”
FACEBOOK YORUMLAR