FATİH KULESİ(KÖŞKÜ)’NİN HİKAYESİ
NACİ YENGİN
Şehre sahip çıkmak yarınlarda var olmanın en önemli göstergesidir.
Şehre sahip çıkmak dünü bugüne, bu günü yarınlara taşımanın diğer adıdır.
Osmanlı’ya altı padişah yetiştirmiş, 16 şehzadeyi ev sahipliği yapmış Saruhan Beyliğinin merkezi, Osmanlı’nın Şehzade şehirleri içinde baş şehzadelik makamına layık görülmüş bir şehre sahip çıkmak tarihe, dine, milletine ve medeniyete sahip çıkmak anlamına da gelir!
Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik etmiş, yangınlar, afetler, yıkımlar görmüş bir şehirde tarihten bu güne gelen tarihi ve kültürel eserleri gözümüz gibi korumak hem milli hem de insanlık görevimizdir.
Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Süleyman Çelebi’nin (1390) tarihinde başlayan şehzadelerin Manisa’ya gelişleri III. Mehmet’in 1595’te tahta çıkmasına kadar devam etti. 175 yıl şehzade sancağı konumunda kalan Manisa bu dönemde sanat ve kültür merkezi olarak çok gelişmiştir.
Manisa’da tarihi ve kültürel yıkımın en yoğun olduğu dönem Yunan işgali yıllarında gerçekleşti. Ancak her şeye karşın ayakta kalan tarihi eserlerden bazıları da yerel bazı yöneticiler tarafından değişik gerekçelerle yıkılmış bu güne kadar gelememiştir!
Saruhan Sancağı, Şehzade Şehir Manisa’da günümüze ulaşan inci tanesi milli ve dini hayatımızı âleme haykıran eserler de yık değildir. Bunlardan birisi ve belki de en mahzunu da Fatih Köşkü-Kulesidir!
Saray-ı Amire. Bugünkü şehir merkezinin bile büyük bir bölümünü kaplayacak kadar da büyüktür. Hatuniye Camii, Hükümet Konağı ve Emekliler Parkı gibi yapıları da içine almaktadır. Osmanlı döneminde II. Murat daha önce yapılmış ancak yıkılmış bulunan sarayı yeniden yaptırmıştır.(1445) Fatih Sultan Mehmet sancak görevinde bulunduğu yıllarda sarayı genişletir.
Saray-ı Amire Osmanlı Devletinde Edirne Sarayı, Topkapı Sarayından sonra üçüncü büyük saray olarak bilinmektedir. Ancak şu anda yerinde yeller esmektedir! Saray-ı Amire ile ilgili en detaylı bilgileri Evliya Çelebi anlatır.
Evliya Çelebi Seyahatnamenin 9.cildinde 1671-1672 yıllarında geldiği Manisa’da Saray-ı Amire’yi şöyle anlatır: “Şehrin aşağı şimal canibinde sahra-yı lâlezarda vâki olmuştur. Canib-i erbaası kal’e gibi tuğladan mebni car köşe bir binayı metindir. Ve canib-i garba nazır bir tahta kapusu vardır. Dairenmedar cürmü 3.300 adımdır. Ve Âsitâne tarafından bostancıbaşı ve 200 sarı külahlı bostancıları vardır. Daima bu bağ-ı iremi tımar idüp anda olan selef mülüklerin halice ve havayice ve altın ve gümüş makulesi envai ve simüzer hüleleri ve fıskiye ve kadehleri ve gayri emanetlerin kurşunların ve mutâlla âlemlerin göz edüp bu bağ irem zatı tamir ve temrinle mukayyet olurlar ve mâhsulâtın bedel mesarif Asıtane’de terkecibaşıya irsal cizyedendir. Bu cavzaı ve hadikai bağı cinan ile hıyaban yeridir. Kim adam maksurelerinde meka ettikte şukufesinin rayihai tayyibesinden âlemin dimağı muattar olur. Ve Cenab-ı Bari ruy-ı arzda sun’un isar için ne kadar kere yüz bin elvan nebatı kiyahat es haratı hoş bu halketmiş ise de cümlesi bu gaytanı iremzatta mevcuttur. Ve selef ukalaların bu bağı sadrenci naksi terhedüp alettertip cırpı ile yüz bin şeceratı müsbiratı ve gayrı dirahtı çınarları ve kavak ve servi ve bıdı ve sernigünları ve gûnagûn şererei Tayyibeleri diküp saf saf alettertip dizülüp duru. Böyle bir sayedar ve koyah hıyaban hadikai sultandır.”
Manisa Sarayı, Kâtip Çelebi Cihannümasında belirttiği gibi “Saray-ı Sehzadegân” ismiyle anılan ve 1595 yılına kadar Şehzadelerin eğitim ve yönetim merkezi olarak bilinmektedir.
1595 yılında Şehzade eğitim yerlerinin Topkapı Sarayına alınması üzerine işlevini yitirmesi üzerine yavaş yavaş harap olmaya başlamış, çoğu kez onarımlar yapılmış ise de kurtarılamayan sarayın bazı kısımları ya kiraya verilmiş veya satılmıştır.
Manisa Sarayı’nın günümüze kadar gelebilen en sağlam yapısı “Fatih Köşkü” adıyla bilinen bina şu anda Şehzadeler Belediyesi Kent Konseyi Binası olarak kullanılan “Fatih Köşkü- Kulesi”dir. Binanın eski fotoğraflarında görülen pencerelerin 1889 M. (1317 H.) yılında Manisa Mutasarrıfı Galip Bey tarafından yaptırılan onarım sırasında açıldığı bilinmektedir.
Yine 1904 Yılında Manisa Mutasarrıfı Galip Bey çektirdiği fotoğraflara bakıldığında Cumhuriyet döneminde bazı değişiklikler yapıldığı dış cephesinin beton-harç ile sıvandığı görülmektedir. XV. ve XVI. Yüzyıllar boyunca Osmanlılar Devri Türk yapılarında çok kullanılan bir sıra kesme tas ve iki sıra tuğla örgü sistemi, yer yer siyasinin kazınıp, cephesinin temizlenmesi halinde, orijinal kapik, pencere veya mazgal deliklerinin açığa çıkması mümkündür.
Manisa Kızılay Şubesi faaliyetlerine, 11 Kasım 1955 Tarihinde Maliye Hazinesi tarafından Türkiye Kızılay Cemiyeti Tüzel Kişiliğine satışı yapılan Osmanlı Döneminden kalma tarihi binada uzun yıllar devem etmiş şu anda Şehzadeler Belediyesi Kent Konseyi binası olarak hizmet vermektedir.. Söz konusu bina Osmanlı Devri, Türk Saray Mimarisi örneklerinden olan Manisa Sarayı’ndan geriye kalan tarihi bir kuledir
Fatih Kulesi Manisa Sarayı içinde yer almaktaydı. Bugüne kadar ayakta kalan tek kule şu anda Manisa Şehzadeler Belediyesi Kent Konseyi Binası olarak kullanılmakta olan binadır. Bu kulelerin yer aldığı ve Nakkaş Hasan tarafından gerçeğe daha yakın olarak güçlü gözlemi ve gerçekçiliği dayanarak tasvir edilip çizilen Manisa Sarayı Minyatürü elimizde Manisa Sarayı(Saray-ı Amire) ile ilgili en detaylı görüntüdür. Manisa Sarayının dolayısıyla sarayın bir parçası olan su andaki Fatih Kulesinin Mahkeme-i Ser’iyye Sicil defterindeki manzum bir kayıttan inşa tarihinin 1445 M (849 H.) olduğu ve sarayın II. Murat tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Şu andaki Fatih Kulesi 1445 M.(849 H.) tarihinde Osmanlı Döneminde inşa edilen ve yıkılmadan bazı tamirat ve onarımlarla günümüze kadar özelliğini koruyan tarihi bir eser konumundadır.
Cumhuriyet Sonrası Gelişmeler
Asıl örgüsü taş ve tuğla olan yapı Cumhuriyet döneminde yapılan sıva ile dönem mimarisine uyumlu bir sade cephe kazandırılmıştır.
Cumhuriyet mimarisinin genel özelliği olarak düz çatılıdır. Yapı, Fatih Sultan Mehmet döneminde Saray-ı Amire’ye eklenen parçalardan biridir. Fatih'in kütüphanesi olarak hizmet vermiştir. 1901-1902 yıllarında Saruhan Sancak Beyi Mustafa Galip Bey tarafından restore edilen kulenin çatısına II. Abdülhamit’in emriyle saat kulesi yerleştirilmiştir. İşgal yıllarında ahşap kısımları yanan kule Cumhuriyet devrinde yeniden onarılarak Kızılay Binası olarak kullanılmıştır. Kule şu anda Şehzadeler Belediyesi tarafından kullanılmaktadır.
Manisalılara, Manisa sevdalılarına ve medeniyet taşıyıcılarına düşen en büyük görev Saray-ı Amaire’den kalan tek hatıra olan Fatih Kulesini aslına uygun bir şekilde restore edip şehre kazandırmaları ve ecdada layık hale getirmektir! www.tarihistan.org