Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Eylül gitmeden

29 Eylül 2020 - 08:30

Eylül gitmeden

12 Eylül denildi mi aklıma şehadet gelir
Darağacına giden yiğit kişiler gelir
Vatan gelir, yar gelir, kara zindanlar, tabutluklar gelir
Eylül dendi mi "Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü" nidaları gelir
Toprağa düşen Al Bayraklar gelir
12 Eylül dinmeyen acıların, bitmeyen çilelerin, bıyığı terlememiş vatan evlatlarının ahlarının tarihidir. Hilalle haçın, Türklükle gavurun ayan beyan ortaya çıktığı tarih.
*
Sonbaharın renklerini ezberlemek ne mümkün. Sonbahar çoğu zaman gönüllerin diliyle konuşur. Ancak ne dediğini bir rüzgâr bir de kalplerin en mutena köşelerinde gizli sevda besleyenler bilir.
*
Günler geçtikçe bir daha hiç sonbaharı yaşanmayacak, rüzgâra, dalgalara kapılmayacakmışım gibi geliyor. Günler geçiyor ve o geliyor.
*
Eylül hüzünlerini toplayıp kışa hazırlık yaptığı aydır.
Bir eylül yalnızlığı vurur yüzüne
Güneş eylülden eser
Rüzgâr dalından ayrılmak ister
Beyhude çaba ayyuka çıkan rüzgâra karışır
Eylülde diş ağrısı da bir başka sancılıdır
Sancı mı eylüle ram olur yoksa ağrı mı kara eylülleri hatırlatır?
Bir eylül yalnızlığı vurur yüzüne
Güneş eylülden eser
Rüzgâr dalından ayrılmak
*
"Ne ağlarsın benim zülfü siyahım,
Buda gelir bu da geçer ağlama" türküler geçer sonbaharın savurduğu yaprakların arasından.
Mevsim, sonbahar rüzgarının zamanı, türküler yanık, ağlamaklı, gülün çehresi hardır.
.
Taşlıcalı Yahya’nın beytini okuyup susmak gerekir. "Aklım almaktan ise cânımı al dedim ona/ Ol perî güldü dedi aklın alan cânın ala"
*
Uzun yolculuklara kimsesizler diyarının kapısından gidilir. Kimsesizliğimizi bir tek biz biliriz siz onu kimselere sormayın...
*
Her zaman söylediğim bir gerçek vardır: Acıyı bal eyleyen analar taşıyacak omuzlarında geleceği.
*
Geleceği bugünden yazıp yorumlayamazsak geleceğimizi başkaları yazacak ve maalesef biz yorumlamak zorunda kalacağız. O halde dün, bugün ve yarınlar için tecrübe, tecrübe için tarih bilinci gereklidir.
*
Vaz geçtim dersin kızarsın, gönül koyamazsın
Varmak için can atarsın
Bir sevdasıdır dersin
Bağrın yansa yüreğin parelense de
Hasrete değer dersin
*
Hercai akşamlarda, rüzgârın savurduğu yapraklar arasında İsmet Özel’ce bir "Erbain" okumak iyi gider isyankâr ruhlara.
Hercai akşamlarda rüzgâr eylülde daha bir sert eser.
Eylül gitmeden dağları selamlamak ve rüzgara arkama alarak yürümek ister gönül.
 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum