"BİZ DE YAZDIK" KİTABI ÜZERİNE
İlk adımlarını atan çocuğun sevinci gibidir ilk satırlar. Kelebeğin kozasından çıkıp ilk kanat çırpışı gibi…
Bütün gözleri üzerinde hissedersin, herkesin seni okuyacağını düşünür, söylediklerinin dikkate alınacağına inanırsın. Bazen sabaha kadar gözüne uyku girmez, yazdıkların rüyalarına ortak olur. Yazının herkes tarafından okunmasını istersin. Dünyayı kurtaracak denli delişmen ruhlar taşıyan çağda gençlerin hülyalı, hevesli ve azimkar mücadelesi bir o kadar da kutsidir.
“Biz De Yazdık” kitabını okurken lise yıllarıma gittim. 15,16,17 yaşların çılgın, ele avuca sığmayan, düşüncelerine gem vuramayan serseri kaldırımların yoldaşı gençliğimi gördüm satırlarda.
Lise 1’de edebiyat hocamızın kompozisyon ödevinde yazdığım hikâyeyi okulun duvar gazetesine asmasıyla başlamıştı her şey. Arkadaşların, öğretmenlerimin teşviki ve desteği ile edebiyata, yazıya, sihirli cümlelere yöneldim diyebilirim. Bahsini edeceğim üç ciltlik kitap buna benzer bir yönlendirmenin, teşvikin titrek kalem sahiplerinin yeni yetme heyecanlarla yazdığı yazıların derlenmesinden oluşuyor.
www.tarihistan.org sitesinin yayın politikalarından birisi de okuma, düşünme ve yazmayı teşvik etmekti. 2008 başladığımız yayın hayatı içinde “ben de yazdım” diyen genç yazarlarımıza her zaman destek olmak gibi bizce çok önemli olan bu konuyu görev olarak gördük, görmeye devam ediyoruz.
Eğitim çağındaki gençlerin kültür, sanat, edebiyat gibi alanlarla çok da fazla ilgilenmediklerinden dert yanarız. Ancak az sayıda da olsa biraz mahcup, çekingen ve kendi kozasını ören genç kalemlerin yazılarını, düşüncelerini, düşlerini ifade edebilecekleri bir imkanları olsun düşüncesiyle neler yapılıp yapılmadığı sorusunu sormak bile abesle iştigal hale geldiyse iş başa düşmüştür diye düşünerek attık adımlarımızı. İyi ki başlamışız.
*
“Biz De Yazdık” adıyla az sayıda basılan kitabın ilk satırlarının tarihi Ocak 2011 yılına tarihistan sitesinde yayınlanan yazıya kadar gidiyor.
Kıymetli Eğitimci Mustafa Atalay editörlüğünde yayımlanan çalışmanın kapak tasarımını Rümeysa Ertem yapmış. Ancak her ne kadar ismini göremesek te böylesine örnek bir çalışmanın ortaya çıkmasında her türlü özveriyi gösteren birisi var ki asıl yükü üstlenen o. Edebiyatçı-yazar Muammer Azmak Beyin bulup keşfettiği ve artık yazar olarak görebileceğimiz söz konusu kitapta yazıların yazıldığı yıllarda lise 1, 2, 3 sınıflarda öğrencilik yapan gençlerin elinden tutan, bizlerle tanıştıran, tarihistan sitesinde yazılarını yayınlayan o.
43 yazarlı üç ciltlik “Biz De Yazdık” kitabı şimdilerde birçoğu üniversite mezunu olan ve hayata atılan genç yazarların yazılarının kalıcı olması adına önemli bir örnektir. Bizce bu tür çalışmaların öğretmenlerin bireysel çabaları olmaktan çıkarılıp Milli Eğitim Müdürlükleri eliyle organize edilmesi, yazılarının kitaplaştırılması ve sürekli hale getirilmesi için hiçbir engel yoktur. Yeter ki yapılacak çalışmanın en az eğitim kadar gerekli olduğuna inanan birileri yola çıksın. Niyet etsin… Arkası gelecek ve her yıl lise yıllarında okuyan öğrencilerin yazmış olduğu birkaç ciltlik kitap çıkabilecektir. Orta öğretim yaşından itibaren başlatılan bu tür örnek projelerin nice yazarın yetişmesine de ön ayak olmasının önü açılmış olacaktır.
“Biz De Yazdık” kitabında yazısı bulunan 43 genç yazarımızı ayrı ayrı kutluyorum. İyi ki yazmışsınız. Yazmaya devam ediniz. Gönlümüz, kapımız her zaman kültür, sanat, edebiyat, düşünce…adına sizlere açıktır.
Yazıların ortaya çıkmasında Muammer Azmak, Mustafa Atalay beyler ve Rümeysa Ertem Hanımefendiye ayrı ayrı tebrik ve teşekkür ederim. 13 Temmuz 2020/Naci YENGİN
Bütün gözleri üzerinde hissedersin, herkesin seni okuyacağını düşünür, söylediklerinin dikkate alınacağına inanırsın. Bazen sabaha kadar gözüne uyku girmez, yazdıkların rüyalarına ortak olur. Yazının herkes tarafından okunmasını istersin. Dünyayı kurtaracak denli delişmen ruhlar taşıyan çağda gençlerin hülyalı, hevesli ve azimkar mücadelesi bir o kadar da kutsidir.
“Biz De Yazdık” kitabını okurken lise yıllarıma gittim. 15,16,17 yaşların çılgın, ele avuca sığmayan, düşüncelerine gem vuramayan serseri kaldırımların yoldaşı gençliğimi gördüm satırlarda.
Lise 1’de edebiyat hocamızın kompozisyon ödevinde yazdığım hikâyeyi okulun duvar gazetesine asmasıyla başlamıştı her şey. Arkadaşların, öğretmenlerimin teşviki ve desteği ile edebiyata, yazıya, sihirli cümlelere yöneldim diyebilirim. Bahsini edeceğim üç ciltlik kitap buna benzer bir yönlendirmenin, teşvikin titrek kalem sahiplerinin yeni yetme heyecanlarla yazdığı yazıların derlenmesinden oluşuyor.
www.tarihistan.org sitesinin yayın politikalarından birisi de okuma, düşünme ve yazmayı teşvik etmekti. 2008 başladığımız yayın hayatı içinde “ben de yazdım” diyen genç yazarlarımıza her zaman destek olmak gibi bizce çok önemli olan bu konuyu görev olarak gördük, görmeye devam ediyoruz.
Eğitim çağındaki gençlerin kültür, sanat, edebiyat gibi alanlarla çok da fazla ilgilenmediklerinden dert yanarız. Ancak az sayıda da olsa biraz mahcup, çekingen ve kendi kozasını ören genç kalemlerin yazılarını, düşüncelerini, düşlerini ifade edebilecekleri bir imkanları olsun düşüncesiyle neler yapılıp yapılmadığı sorusunu sormak bile abesle iştigal hale geldiyse iş başa düşmüştür diye düşünerek attık adımlarımızı. İyi ki başlamışız.
*
“Biz De Yazdık” adıyla az sayıda basılan kitabın ilk satırlarının tarihi Ocak 2011 yılına tarihistan sitesinde yayınlanan yazıya kadar gidiyor.
Kıymetli Eğitimci Mustafa Atalay editörlüğünde yayımlanan çalışmanın kapak tasarımını Rümeysa Ertem yapmış. Ancak her ne kadar ismini göremesek te böylesine örnek bir çalışmanın ortaya çıkmasında her türlü özveriyi gösteren birisi var ki asıl yükü üstlenen o. Edebiyatçı-yazar Muammer Azmak Beyin bulup keşfettiği ve artık yazar olarak görebileceğimiz söz konusu kitapta yazıların yazıldığı yıllarda lise 1, 2, 3 sınıflarda öğrencilik yapan gençlerin elinden tutan, bizlerle tanıştıran, tarihistan sitesinde yazılarını yayınlayan o.
43 yazarlı üç ciltlik “Biz De Yazdık” kitabı şimdilerde birçoğu üniversite mezunu olan ve hayata atılan genç yazarların yazılarının kalıcı olması adına önemli bir örnektir. Bizce bu tür çalışmaların öğretmenlerin bireysel çabaları olmaktan çıkarılıp Milli Eğitim Müdürlükleri eliyle organize edilmesi, yazılarının kitaplaştırılması ve sürekli hale getirilmesi için hiçbir engel yoktur. Yeter ki yapılacak çalışmanın en az eğitim kadar gerekli olduğuna inanan birileri yola çıksın. Niyet etsin… Arkası gelecek ve her yıl lise yıllarında okuyan öğrencilerin yazmış olduğu birkaç ciltlik kitap çıkabilecektir. Orta öğretim yaşından itibaren başlatılan bu tür örnek projelerin nice yazarın yetişmesine de ön ayak olmasının önü açılmış olacaktır.
“Biz De Yazdık” kitabında yazısı bulunan 43 genç yazarımızı ayrı ayrı kutluyorum. İyi ki yazmışsınız. Yazmaya devam ediniz. Gönlümüz, kapımız her zaman kültür, sanat, edebiyat, düşünce…adına sizlere açıktır.
Yazıların ortaya çıkmasında Muammer Azmak, Mustafa Atalay beyler ve Rümeysa Ertem Hanımefendiye ayrı ayrı tebrik ve teşekkür ederim. 13 Temmuz 2020/Naci YENGİN
FACEBOOK YORUMLAR