Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

BATI VE DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİ

24 Kasım 2020 - 07:25 - Güncelleme: 27 Kasım 2020 - 20:35

BATI VE DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİ

Türkistan Türk dünyasının bütünü ifade eden coğrafyanın adıdır.
Batı ve Doğu Türkistan olarak ikiye ayrılan coğrafyanın batı kanadında Türkiye doğu kanadında ise Doğu Türkistan (Uygur Türkleri) bulunur.
Türkiye hariç Türkistan coğrafyasında yaşayan Türkler yüzyıllardır baskı altında yaşadı. Bir yandan Çarlık-Sovyet ve Rusya Federasyonu diğer yandan baskıcı Çin yönetimlerinin sömürgesi altında yaşayan Türk coğrafyası 1990’lı yıllardan itibaren kısmen rahatlasa da Doğu Türkistan Türkleri hala Çin zulmü altında yaşamaya devam ediyor.
Sovyet Rusya’nın dağılması sonucu bölge Batı-ABD-Çin ve Rusya arasında enerji ve ekonomik nüfuz sağlama alanı haline gelmiş görünmektedir.
Günümüzde yapılması gereken Türk dünyası arasındaki kültür, ekonomik, askeri ve ticari bağları sağlamlaştırmaktır.

 Rusya ve Batı-ABD arasındaki siyasi, ekonomik çekişmeler nedeniyle bir süre daha arzu edilen rahatlamaların sağlanabileceğini söylemek bir hayli zor görünmektedir. En son Azerbaycan’ın işgal edilmiş Karabağ topraklarını geri almak amacıyla başlattığı harekatta bir kez daha görüldü ki ne Rusya ne de Batı-ABD bloğu bölgeyi kendi haline bırakmayacaktır.

Türkistan coğrafyasının batı kanadında Türk dünyası için Türkiye’nin bulunması önemli bir avantajdır. Türkiye’nin Türkistan coğrafyasının batı kanadındaki en büyük avantajı hiçbir zaman sömürge altına girmemesi ve yaklaşık bin yıllık devlet geleneğinin bulunmasıdır. Oğuz Türklerinin Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye’nin devlet tecrübeleri, köklü geçmişi Türkistan coğrafyası için önemli bir avantaj sağlayacak birikim ve tecrübeye sahiptir.
Türkiye’ye büyük avantajlar sağlamış olan devlet tecrübesi ve köklü birikiminin avantajlarıyla değişik dönemlerde kırılmaya neden olabilecek badireler atlatmış olsa da bunların üstesinden gelinmektedir. Önümüzdeki süreç daha farklı olacaktır.
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Doğu ve Batı Türkistan arasında kültürel, ekonomik, siyasi ve içtimai bağların yeniden güçlendirilmesi amacıyla bazı girişimlerde bulunulmuş ancak arzu edilen sonuçlar henüz alınamamıştır. Bunda Batı-ABD, Çin ve Rusya faktörlerinin büyük payı vardır. Gelinen noktada Türkiye’nin sanayi, teknolojik, siyasi istikrar ve kültür coğrafyasına karşı daha duyarlı oluşu bölgede birçok devlet için avantaj sayılırken Türkiye’nin son dönemde coğrafyasında meydana gelen olaylara karşı duyarlı oluşu, bölgede huzur ve barışın sağlanması; ekonomik imkanlarının bölge insanlarının hizmetine sunulması için verdiği mücadele Türkiye ve Türkistan coğrafyası için birçok yeni imkânın açılmakta olduğunu göstermektedir.
Türkiye’nin Libya, Somali, Katar, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Macaristan, Kosova, Doğu Akdeniz, Irak ve Suriye’de aktif rol alması dış politikada pozisyon değiştirdiğini, yeni bir sürece girildiğini göstermektedir.
Türkiye’nin Türk Konseyi-Türk Keneşini daha aktif hale getirmesi için önemli çalışmalar yaptığı bilinmektedir. Türk Konseyinin ekonomik, kültürel, askeri, teknolojik, gençlik ve ortak yayıncılık alanlarında yapılan çalışmalarının somut sonuçları yakın zamanda görülecektir.
Bütün bu olumlu gelişmelere ve umudumuzu yeşerten, bizleri heyecanlandıran güzelliklere karşın Doğu Türkistan hala kanayan yaramız olmaya devam etmektedir.
Doğu Türkistanlı kardeşlerime ve Doğu Türkistan davasına gönül vermiş herkese büyük görev ve ödevler düşüyor.
Doğu Türkistan Türklerine sahip çıkmak amacıyla bazı çevrelerin iyi niyetli çalışmalarını görüyor ve canı gönülden destekliyoruz. Ancak bazen münferit te olsa Uygur Türklerini ayrıştırıcı, Çin’in ekmeğine yağ sürecek cinsten yazılar, konuşmalar, faaliyetler Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi derinden yaralamaktadır.
Siz siz olun bir zamanlar sizi yönetmiş iyi ya da kötü olduğunu kesin olarak bilip tanımadığınız atalarınız hakkında küçük düşürücü, karalayıcı ifadelerden, yazılardan kaçının. Böyle yapanlardan da uzak durun.
Türkistan deyince içi sızlayan insanlara yine Türkistan meselesine sahip çıktığı iddia eden bazı çevrelerin hakaretamiz yaklaşımları anlaşılır gibi değildir!
Türkistan coğrafyası kimsenin tekelinde değildir.
Türkistan coğrafyasının haklı davası bahsini ettiğimiz bazı çevrelere bırakılamayacak kadar önemli bir Ata Vatanımızdır. Türkistan Türkleri ve tarihi gerçekler henüz son sözünü söylememiştir.
Kim ki Türkistan’a dair Batı-ABD, Çin ve Rusların gözüyle bakar ve yazar onlardan uzak durun!
Siz siz olun onların makamına, unvanına kanıp söylediklerine, yazılarına inanmayın...Bilin ki atalarına saldıranlar kendileri hakkında bazı acı gerçekleri saklamanın derdindedirler.


 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum