ateş ve gül
gözlerinden düşen damlalar
demir kırbaç gibi şaklar yüreğimde
ve sözlerin gölgesi altında
yankılanır sessiz avazlanmalarımız
tomurcuklanan badem ağaçları
ve
palamut ağaçlarının gölgesinde
büyüttüğümüz cümleler
cümlelerde açan çiçekler
derin bir yaradır
ateşler ve gül ağaçları
/on bir ay kadar kokan/
ay yüzünden almıştır berraklığını
ki o,
yüreklerin son damlasıdır
dökülen
göz yaşları kadar
sade bir yangındır
binlerce yıllık geçmişin
gölgeli kanatları altında...
ya da
Kıraç Derenin serin kavak yelleri...
Tenha bir sokaktır
ayak seslerim
yürürüm
yalnız olmayan kimliğime sığınıp
sonsuzlukların,
sonsuz kanatları altında
yürürüm