Mustafa KARA

Mustafa KARA

mustip2000@hotmail.com

Bir Nokta Arası

28 Mart 2025 - 08:47

Bir Nokta Arası

Oysa saza daldık, sepeti ördük ilmek ilmek, aşk adına ne kazandıysak sepetin içerisine koyduk. Umudu koyduk, sevgiyi koyduk, merhameti koyduk, edebi koyduk. Sepet de sepetmiş hani ne koyduysak aldı bütün bereketiyle. Sözlere vurduk düşüncelerimizi. Zaman zaman kalemimiz titredi. Bir nokta arasında kaldı cümleler. Oysa yazdıkça öğreniyor, yazdıkça yaşıyorduk. Bir nokta kadar uzak, bir nokta kadar yakın…”

(İsmail ZORBA)

Yazar İsmail Zorba’nın “Gül Yürekli Sevdalar”, “Kırk Sekiz’in Yediverenleri”, “Yollarda Hüzün Bizi Bekler”, “Kumru ve Kadın” kitaplarından sonra ilhamın keşfi olan “Bir Nokta Arası” isimli kitabı yayımlandı.

Yazar, kalemini öğretmenlik mesleğinin görev ve sorumluluklarıyla sınırlandırmamış. Çünkü o, sevmekten ötesini arayan ve öznesi “insan” olan yazılarıyla her zaman okurlarıyla bir araya gelmektedir. Birikimlerini ve duygularını, kitaplarının yanı sıra okur yazar buluşmalarında sempozyumlarda, dergilerde ve gazetelerde okuyucularına aktarmaktadır. Onun her kitabı, ayrı bir renk ve yeni düşüncelere açılan kapıdır. “Bir Nokta Arası” kitabını okumaya başladığımda her sayfasında bu heyecanı yaşadım.

Bir insan güne uyandıysa, sabah gözünü açabildiyse, hâlâ oksijen almaya devam ediyorsa, eşi nefes alıp veriyorsa, çocukları uyurken nabızları atıyorsa, annesi ve babası yaşıyorsa ve sağlıklılarsa, pencereden doğayı seyredebiliyorsa; günün en büyük armağanını almıştır ve şanslısıdır.

Öz değerlerimiz olan sevgi, saygı, merhamet, nezaket, edep, hoşgörü ile ilgili yazılarla karşılaşıyorum. Okudukça ruhum coğrafi keşiflere çıkıyor, zihinsel farkındalıklarla yol alıyorum. İnsan, tek başına kaldığında yarım... Hayat; anne baba, eş, dost, kardeş ile anlam kazanıyor. Sevinçler, mutluluklar paylaştıkça çoğalıyor. Dertler, üzüntüler paylaştıkça azalıyor. Sevgi olmadığında her hikâye eksik kalıyor. İletişim, sevgi tohumu, saygı, merhamet ve sabır toprağına ekildikçe daha etkili oluyor. Hayatta bunlar olmasaydı onca kahır lütuf olur muydu?

Nokta… Cümlenin sonudur. Cümledeki noktanın etkisi büyüktür. Hayat da öyle değil midir? Hayat, insanın doğumu ile başlayan ölümüyle biten noktadır. Sahi bu hayatta öğrendiklerimiz nokta kadar var mıdır? İnsanın bir nokta kadar olan varlığı ne zaman büyür? Ne zaman küçülür? İnsan, ahlakı ve erdemi sayesinde bu noktanın büyüklüğündeki varlığıyla tüm zamanların üzerine aşabilir mi?

Yazarın sohbet odalarında düşünce yazarı Cemil Meriç’le karşılaşıyorum. Mevlana’nın ve Yunus Emre’nin sözleri ile hoşnut oluyorum. Okuduğum sayfalarda kendimi buluyorum. Çocukluğuma rastlıyorum. Çocukluğumdaki anne, baba, büyük baba ve büyük ninemin sözlerinin güler yüzünü anımsıyorum. Ebeveynlerimle bayram günlerini yeni olmasa da temiz kıyafetlerimizle mahalleye bayramlaşmaya giderdik. Güler yüzle bize bayram şekerleri ikram edilen anıları yaşıyorum.

Tekrar okuyorum aynı satırları; anı yaşıyorum. Huzur ve sükûnet buluyorum. Yazarın, okuruyla olan dostluğunu keşfediyorum. Okuduğum sayfalarda anlatılan dostluğa sarılıyorum. Semiha Ayverdi’nin sözler incisiyle karşılaşıyorum. Şiirlerin gücü dörtlükler geliyor. Neşeleniyorum. Sonra Mevlana’nın “İki çeşit insan vardır. Bir iyi insan. İki kötü insan. İkisi de ölür. Ölmeyen tek şey vardır, oda insanlıktır.” sözünü yâd ediyorum. Toplumumuzun hangi değerleri yitirdiğini sorguluyorum. Böyle münevver kalemler bize bu sorgulamaları yaşatıyor ve bizi ümitlendiriyor. Neleri yitirdik? Yitirilen değerleri nasıl geri getiririz? Bu yazılar sayesinde umutlanıyorum.

Yazar, kendine özgün hitabıyla edebiyatın kelamını nakış nakış yüreğimize işliyor. Özlediğimiz aile ve komşu ilişkileri ile yardımlaşma erdemi gözünüzde yeniden canlanıveriyor.

Bilgi sandığı hakikaten çok bereketliymiş, ne varsa içine alıyor. Maddesel mefhumlardan geçip, mana âlemine yol alıyorum. Aşık Veysel’in “Güzelliğin on par etmez, bu bendeki aşk olmasa.” sözü ile ifade ettiği aşk hâlâ içimizde. Onu asla kaybetmeyelim. “Bir Nokta Arası” kitabı bana rehber oluyor. Geleceğin rotası, sorunların çözümleri bir arada yer alıyor.

Sözün özü; bize ufkumuzu açan kitaplar ve ustalar iyi ki varlar…

Yunus Emre’nin sözü ile bitirelim.

Ben gelmedim davi için.

Benim işim sevi için,

Dostun evi gönüllerdir.

Gönüller yapmaya geldim.”
 

Mustafa KARA

mustip2000@hotmail.com

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum