Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

TAKVİM YAPRAĞI

14 Şubat 2020 - 20:16 - Güncelleme: 15 Şubat 2020 - 11:21

TAKVİM YAPRAĞI

 

Açılmamış bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Ziyadesiyle özen, ihtimam bile gördüm,

Ellerin annesi ben ise kendi saçım ördüm,

Zamanlı zamansız hayata hep güldüm.

 

Okunmamış bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Okudum, okudum, katlayıp ikiye dürdüm,

Raflara değil bilakis aklıma düşürdüm,

Her fırsatta çokça faydalarını gördüm.

 

Bakılmamış bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Tekraren, ne yazlar ne kışlar gördüm,

Zemheride kırıldım, haziranda böğürdüm,

Sonbaharda dağıldım, ilkbaharda çöğürdüm.

 

Görülmemiş bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Er mektubu misal hep mahremsiz görüldüm,

İlmek ilmek, sıra sıra, çokça hoyratça örüldüm,

Ön, arka, kol, yaka, diyenlerce pare parelendim.

 

Sıralanmamış bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Her bir yanlışa nice bedeller ödeyip yürüdüm.

Beden denilen mahlûkatı çokça sürüdüm,

Toprak altına düştüm, ben artık çürüdüm.

 

Yıllanmamış bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Verilen nasihatlere, örneklere bakar körüm,

Kalmadı artık güzellik, ne gençlik ne görüm,

Uçup gitti elden güç, yoktur sorunlara çözüm.

 

Terk edilmemiş bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Boş işlerle uğraşmam, ilme edebe oldu daim övgüm.

Hakikati kenarda bırakan kötüye bitmedi sövgüm,

Elden gelmedi mani olmak, kendim beni gömdüm.

 

Fark edilmemiş bir takvim yaprağıydı ömrüm,

Sessiz çığlıklarımla kendi sarayımı ördüm,

Kader deyip keder deyip her olanı hayra yordum,

Azı ile çoğu ile kavgasıyla sevgisiyle ben buydum.

23.01.2020 Muammer AZMAK

Reklam