Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

SOFRAMIZ

19 Mayıs 2019 - 13:31 - Güncelleme: 19 Mayıs 2019 - 16:30

SOFRAMIZ

Soframız nasıl olmalı? Sualini aklıma takan hanım kızımıza verdiğim cevap ‘Sen nasıl olmasını isterdin’ soru cevabı olmasına oldu amma bu konuda beni de düşünmeye sevk eyledi. Gerçekten sofralarımız bir fantezi olarak ne var ne yokun istif edildiği bir depo mu yoksa sefaletin çıplak yüzünün sırıtkan dişleri gibi gözüken bir yokluğu mu temsil etmeliydi, bunun bir orta yolu yok muydu? İftihar etme ile iftar etme arasında nazireleşmeli miydi?

Günümüz sanal âleminin havada uçuşan sofra paylaşımları hele hele serpme kahvaltı görsellerinin uçuk kaçık gölgesinde yapılanlara bakıldığında sofranın bereketinin esas olmaktan çoktan çıkarıldığının ve defolu bir ürün gibi vitrinden kaldırıldığının vehmine kapılmamak mümkün gözükmemektedir. Oysa yaşadığımız kısa ömrün geçen dilimlerini gözler önüne getirdiğimizde karşımıza çıkan manzaralar ve yapılan öğütlemelerin tamamına yakınında aşırıya gitmek tehlikeli bir yol olarak nitelendirilmektedir. Ve gösterişin insanı felakete sürükleyen davranış olduğu sıkça vurgulanmaktadır.

Tecrübenin sınırlarında gezinirken sofra teşekküllerinde abartıya hemen hemen hiç yer verilmediğini söylemek mümkündür. Öyleyse gösteriş düşkünü veya varlığının göstergesi kavlinden davrananlar tarafından orta yol, bilinir- bilinmez halde yok edilirken yan yolda bir gösteri düzenlenerek işler gerçek mecrasından çıkartılarak yeni bir yapılanmaya zemin mi oluşturuluyor sorusu ve benzerleri zihni ifsad etmeye devamla davetkâr görselleriyle hızı arttırıyor.

O halde olması gereken ile olan arasındaki farklılık ya da zıtlık nereden kaynaklanmaktadır. Salt bir hava atma karşılığı olduğunu zannetmek safdillik olur kanaatindeyim. Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgârına söylemine uymak belki bunu tanımlama adına daha münasip olacaktır. Yapıp etmelerimizin sorgulanma süzgecinden geçirilmeden itaat etmenin vazedildiği bir yapılanmada daha olumlu bir tablo görmenin de ortaya çıkması olası görünmemektedir.

Evvel emirde var olan kanaatkâr kelimesinin kanatları altında böyle bir yapının kurulması veya kurgulanması artık ‘çok zor’ dediklerimiz arasında kaldı herhalde. Zannetmiyorum cevaplarının haylice fazla olduğunu duyar gibi oluyorum. O zaman haydi paylaşmanın bölüşmek eylemine dönüştürüldüğü ve yeterli olan ile yetinen sofralara kavuşma çabalarının verildiğini gördüğümüz sofralarda buluşma dileği ve değişmeye yol verecek duamızla…

Gözümüzün gördüğünde doyacağı, gönlümüzün mutmain olacağı, kimselerin yan gözle bakmayacağı, kıskanılmayacak ve yadırganmayacak, illa israfın sıfırlandığı, çöpleştirilmeyen nimetlerin yer aldığı, olabildiğince abartısız, sadeliğini yitirmeyen ve mümkün olduğunca ortakları olan, alın teri, göz nuru, El emeği ile sevgi katılmış sofraların çevresinde cem olanlardan olmak dileğiyle…

Ağız tadınız yerinizde, bereketiniz çıkınınızda, kulluğun şükrü hatırınızda ve eylemlerimizde mutlu, illa umutlu ramazanlarımız olsun inşallah…

13.05. 2019 Muammer AZMAK

Reklam