ÖĞRETMEN
Kaynağı tükenmez ummanlar olan, bilgi denizlerinden beslenen bir pınar gibi çağıl çağıl susuz gönüllere akan öğretmen. Gönlü, fedakârlığın sıcaklığından tutuşmuş ateşin alevi ile coşkun bir aydınlatma sevdasının peşinden koşarak karanlıkların en koyu noktasını aydınlatacak ışık yakma sevdalısı öğretmen.
Muasır medeniyetler seviyesine çıkma dileği ile yanıp tutuşan, tutuştukça etrafındakileri tutuşturmak yorgunluğunu göğüsleyen, öğretmenin değil yalnızca, öğrenmenin de aşkıyla dolu olan yüreğinin küreği olan kitap-defter ve kazması olan kâğıt-kalemle cehalet dağlarını yerle yeksan eden öğretmen.
Hedefinde vardır yükselmek hem bilgide hem de irfanda; bu yalnız bugünün değil hem geçmişin hem geleceğin gayesi ve ne çıkarsa engel namına karşısına onları aşma sözünün sahibi, yarınlara ümidiyle bakan, ümitleri besleyen, bu uğurda yılmadan çalışan öğretmen.
Soruların ve sorunların korkulu rüyası, en çetin kalelerin, burçların ve surların fethedeni, hali hazırdaki en çileli mesleğin sahibi, usanır-bıkar sanmayın siz bu hedef tahtasına döndürülmüş ama yılmadan direnen, direndikçe kazanamayan itibar fukarası öğretmen.
İlim-irfan deryasının yıkılmayan köprüsü olmuş çağdan çağa, hayat belirtisi olmayan kuru bir çalıyı döndürür adeta verimli bir ağaca, katı-kıraç demeden, vakit saat beklemeden önüne getirilen her toprağa özenle bilginin tohumlarını saçan öğretmen.
İş adamları, doktorlar, mühendisler, valiler, veliler, bakanlar, bakmayanlar, çiftçiler, çiftesizler ve daha nicelerinin yetişmesinin mimarı, ustası, çırağı illa gayretlerin tartışılmaz paydaşı olan, onlarla sevinen, onlarla ağlayan ve onlarla yükselen, onlarla düşen öğretmen.
Okutmalarında, öğretmelerinde, ufuk açmalarında hep kullanır tatlı dili, hiç belli etmez kendiliğinden çektiği çileyi, senede bir gün -uydurmuşlar belli- aldığı en kuvvetli rüşveti bir demet gül ile seni seviyorum öpücüğü bazen onu da bulamayan öğretmen.
Bizleri ve sizleri bize anlatan odur, bilgilerin adeta alfabesidir, semaları değil lakin sesi sınıfları çınlatır, öyle sözleri vardır ki gönülleri parlatır, bazen kastı aşar ufaktan yoldan şaşar, hemen toparlar bahtlar yapar, hesabını sormaz, kötüyü hayra yormaz, iyiliğin hamurunu karan öğretmen.
Çocukla çocuk oluyor, erginle ergin, genç ile genç fakat aradaki mesafeye ediyor hep dikkat. Hataları bir bakışta anlıyor, yanılanı doğru yola koyuyor. Bu yolda mesafe, meşakkat tanımıyor. Sevgi aşılıyor, dostluk kurduruyor kitapla, barışıklık sağlıyor hayatla, bıkmadan, usanmadan eğrileri düzeltiyor inatla öğretmen.
Gençleri de var yaşlıları da, orta yaşlıları da. Hem hanımları hem beyleri var. Hem fakirleri hem zenginleri var. Hepsinin aydınlıktır fikirleri ve dahi aydınlatmaktır niyetleri. Söz söyleyip güldürürler, hayatı anlatıp olabilecekleri bildirirler. Oturduğun yerden diyar diyar gezdiren öğretmen.
Bütün gözlerde kutsaldır yaptıkları, cehalet karanlığının kuyusunda bekleyen nice Yusufları bir çırpıda belki değil ama bin bir zahmetle kurtaran öğretmen.
Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Gerçeği, daima gerçeği, arar. Yeniliği, gelişmeyi ve bilimi anlatır. Yeteneklerimizin ortaya çıkmasına, gelişmesine yardımcı olur. Doğruluk, dürüstlük ve yardımseverlik gibi evrensel değerlere ulaşmamızı sağlar. Bize anne olur, baba olur, kardeş ve arkadaş olur. Dünyanın en saygın insanları olması gereken siz öğretmenlerimizin huzurunda saygıyla eğilirim.
Armağan edilmiş günlerde hatırlanmak mahkûmiyetinden kurtulmuş, sen bu konuda ne diyorsun sualinin muhatabı olmuş, makamların geçici, ahlaki değerlerin kalıcı ve yüce olduğuna inanmış öğretmenlere kısa zamanda kavuşmak muradımız, bu orduda bir nefer olmak da dileğimiz olsun… 14/11/2012 Muammer AZMAK