Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

NEREDELER

20 Temmuz 2013 - 00:24

NEREDELER

Çok uzun zamandır yaşamıyorum bu hayatı ama çok hızlı tüketiyorum kanaati hayli yer etmeye başladı zihnimde ve farkında olmadan da çok tekrar edilmeye başlandı dilimde. Daracık eski sokakların sultanları taş yapıları görünce imrenme duygusunun ardından kim, kimler için, kime/ kimlere yaptırdı bu muazzam yapıyı demeden de kendimi alamıyorum. O muhteşem yapıları emek ve sabırla ortaya çıkaran zanaatkâr ya da sanatkârlar el vermeden mi gittiler? Yoksa el alanların satılmayıp elinde mi kaldı sanatları, marifetleri. Hani taş işçiliğimiz, hani taş yontuculuğumuz, hani yonucular neredeler?

Nehirlerden ayrılan kolların, gittikçe daralan lakin derinleşen akakların içinden, delişmen tavırlarla, bir yere yetişmek gayretkeşliğiyle, hızlı ve bir o kadar gayrete gelmiş insan hüviyetinde buluştuğu nokta un değirmenleri; Değirmenin durmaksızın çalışan, çalıştıkça daha çok öğüten, öğüttükçe müşterisi artan değirmencileri neredeler?

Değirmenin ham maddesi arpayı, yulafı, buğdayı, darıyı, baklayı ve diğer bakliyatı deren, toplayan, harman eyleyen, kesen, biçen zanaat erbabından da eser kalmadı. Kayboluşların nedeni piyasanın Arz talep meselesi deyip geçiştirilmemesi gerekir. Uzak geçmişte değil yakın geçmişte yaşamak için bile bizim sorgulamamız lazım Orakçı, Tırpancı, Kosacı, Biçici, Rençber, nerede?

Şehrin medenileşmesinin mi yoksa modernleşmesinin mi engeli sayıldılar da birer birer aramızdan çekildiler. Gezimcilikten mi yoruldular acaba? Yoksa damak tadı dediğimiz öznelliğimiz mi çok değişti? Kurulu mekânlara sığınmayı denediler de ikametgâh mı alamadılar? Zararlı oldukları tespit edilip urun kellesini diyen mi oldu? Ne oldu bilinmez ama şerbetçiler, limonatacılar, bozacılar, şıracılar, turşucular, gazozcular, karcılar, dondurmacılar, el ayak çektiler aramızdan acaba neredeler?

Naylon bir hayatın kollarına atılmadan önce onlarla çok senli benli bir hayat arkadaşlığımız vardı. Kim dese çok muhabbet tez ayrılık getirir pişman olurdu dediğine. Cevabımız biz ayrılamayız değildi elbette ama bu kadar kısa zamanda terk etmekte yoktu niyette. Nasıl bir afetti bu naylon daha anlamış değiliz lakin eski sevdamızın elimizden kayıp gittiğini de fark etmiş değiliz. Bir zamanlar elimizden düşürmediğimiz, kolumuzdan eksik etmediğimiz, sırtımıza bindirdiğimiz, omuzlara aldığımız, altımıza serdiğimiz sepetçiler, keleterciler, küfeciler, hasırcılar neredeler?

Hesap vermenin kolaylığını anlatan ama sade hayata da gizliden methiye düzen ‘ peynir ekmek, don gömlek, çanak çömlek’ söz öbeğinde yer alanlara ne oldu. Süt ürünleri isminin arkasına saklanan peynir, onu taklit edip unlu mamuller ismini sığınma merkezi seçen ekmek, iç çamaşırı markasının ardına sinen don, şimdilik paçalarını kurtarmış görünüyor. Başlarının çaresine bakamayan çanakçılar, çömlekçiler, testiciler neredeler?

Ameliyat ipi olmadan önce de değeri olan, temizlenip kireç suyu ile arınık hale getirilen, içi doldurulup dikildikten sonra haşlanan, fırında demlenen, kapak altında kızaran, közlenen ince bağırsağı, uykuluğu, karın zarını, iç yağını satanlar hani? Akşamdan bakır tencerede hararet yolculuğuna çıkan sakatatı, sabah yemeklerinin, özellikle de kurban bayramının ilk yemeği ciğeri halden hale koyan, dilden dile düşüren, arama deyip ayağa getiren Bumbarcı, sakatatçı, ciğerci nerede?

Ramazan gecelerinin olmazsa olmazları idiler. Meydanlarda değil ara sokaklarda bile karşınıza çıkıverirlerdi. Birinin sesi diğerini davet ederdi. Bazen birbirlerine nazire yaparlardı. Yükleri hafif pahaları ağır idi. Her biri ayrı lezzet, ayrı nefaset, ayrı rivayet sahibiydi. Kaynamış darıcılar, Közlenmiş darıcılar, pamuk helvacılar, keten helvacılar, taktak/ kat kat helvacılar, macuncular, meyan balcılar, meyan şerbetçiler, kestaneciler ve daha niceleri neredeler?

Duamız Ramazanınız mübarek, orucunuz makbul, iyiliğiniz ziyade, paylaşımınız çokça olsun; dileğimiz ise kaybettiklerimize rahmet ve buluşmak olsun. 09 / 07 / 2013 Muammer AZMAK

Reklam