Gelecekte devam edecek olan veya devam etmesi arzulanan, hedeflenen, gaye edinilen milli varlığın en belirgin, en mühimsenen öğesinin, geleceğimizin sahibi, yarınlarımızın garantisi gençlik ve onun sahiplendiği kültürel miras arasında, kopmaması gereken, kopmaması için özen gösterilmesi gereken milli ve manevi bir bağlantının varlığı inkar edilmez bir gerçektir.
Milli kültür deyince gençlik, gençlik deyince milli harsımız aklımıza gelmeli; milli kültür olmadan ya da bu donanımdan mahrum bırakılmış olarak, arzu edilen bir gençliğin varlığını beklemek, düşünmek, hatta oluşabileceğini hayallemek mümkün olmasa gerek. İyi yetiştirilmiş, şuurlu, ne yaptığının farkında olduğunu belli eden bir gençlik olmadan da milli kültürümüzün korunması, geliştirilmesi, devam ettirilmesi, gelecek kuşaklara nakledilmesi pek mümkün olmasa gerektir.
Kültür, bir toplumun hayat bulma, yaşama arzusu, temel ihtiyaçlarını karşılama, onlara çare olma, gibi usul ve işleyişin toplamı olarak adlandırılmıştır dersek yanıltıcı olmayız herhalde. İnsanoğlunun biyolojik, sosyal, maddi- manevi olmak üzere temellendirilmiş olan ihtiyaçları vardır. Bir başka deyişle toplumun değer yargıları diye de adlandıracağımız bu gereksinmelerin tamamı kültür olarak da isimlendirilse uygun düşer kanaatindeyiz.
Bir arada yaşama arzu, istek ve iradesini ortaya koyan, bu hissi duyan, tarihi ve gelenekleri içinde birlikte yaşama şuuruna erişmiş olan, aynı dili anlaşma vasıtası kılan-yapan, belirli bir coğrafyayı yurt tutmuş olan, insanların bu ve benzeri özellikler itibariyle ortak değerleri oluşturması, ortaya koyduğu-çıkardığı değer yargılarının uyumlu, ahenkli bir birlik oluşturması milli kültürdür. Millet olma yolunda atılmış kıymetli bir adım, ciddi bir kilometre taşıdır. Belki de millet olma iradesinin temel unsurudur.
Milletlerin tamamının, toplama veya derme-çatma millet olmuş olanlarının bile kültürü vardır, oturmamış kültürel yapıya sahip olanlar da bunu geliştirmeye, yerleştirmeye azami gayret sarf etmekte, millet olma şuurunu geliştirmeye çalışmaktadırlar. Böylece milli kültür ile milleti meydana getirmiş olacaklardır. Bu aynı zamanda ‘milletin temel dinamiği kültürdür’ vurgusunu pekiştirmiş olacaktır.
Millet, kültür birliği olan insan topluluğu, bu insan topluluğu ise milli devletin oluşturulmasının baş müsebbibidir. Milli devlet, milletinin bütün özgünlüğünü koruyan, onları geliştiren, yücelmesi için düzenlemeler yapan, belli bir çizgide seyretmesini temin eden, bireyine, halkının tamamına mutluluk yolunu açan organizasyondur.Bu organize etme işi milletin menfaatine muhalif olmaması gereken bir olgudur.
Millet, milletler ailesindeki yerini, varlığını, devamlılığını, ancak milli kültürüne sahip çıkması ile sağlayabilir. Milletimizi dünlerden bugünlere getiren değerlerimize sahiplenmek, yozlaşmalarına izin vermeden korumak, yükseltmek milli bir gaye, hedef olmalı, bu yolda atılacak her adım belirlenmiş planlamalar çerçevesinde gerçekleştirilmelidir.
Geleceğimizi teslim edeceğimiz gençlerimize, dilimizi, edebiyatımızı, tarihimizi, sanatımızı, folklorumuzu, örfümüzü, adetimizi, geleneğimizi, göreneğimizi, kısacası kültür ve medeniyetimizin bütün teferruatı; dikkatli, özenli, şuurlu bir şekilde öğretildiği takdirde Türk milletinin bütün bireylerinin tasada, kederde, kıvançta, kader birliğinde ortak olmalarını sağlayan; duygu, düşünce ve ideallerimiz ile bizi diğer milletlerden ayıran milli benliğimizin göstergesi kültürümüz daimi olarak canlı kalacak, bu sayede özümüzde değişme, yozlaşma, bozulma olmayacaktır.
Bu öze, duyguya, ruha ve inanca bağlı kalmak şartıyla, diğer kültür, diğer medeniyetlerle münasebetler kurulması, Türk gençliğinin dün-bugün-yarın devamlılığını sağlayabilmesi; iyi-kötü, yararlı-zararlı, doğru-yanlış, haklı-haksız, gibi uluslar arası değer hükümlerini anlaması, kavrayabilmesi için kendi kıymetlerinden haberdar olması, onları özümsemiş, benimsemiş, içselleştirmiş olması şarttır. Ancak o zaman, bizim olmayan, değerlerimizle örtüşmeyen, yıkıcı, bölücü, bozguncu, anarşist diye adlandırılan, tesirli rüzgarların etkisinden salim olacaktır. Bünyemizde açılacak muhtemel yaraların önüne geçilecek, milletimize vereceği zararın önü alınacaktır.
Efendilik sevdasına düşmeyen, milletine hizmet etmenin haklı gururunu yaşayan, milli hedeflere tavizsiz yürüyen, yılmayan, yorulmayan, istikbalimizi emin ellerine güvenle bırakabileceğimiz, ‘Muasır medeniyet’ yolcuları olan gençliğin, yetiştiğini görmenin keyfini, hazzını yaşamanın ümidiyle… Başarılarınız daim olsun medeniyet yolcuları.
21 /02 /2011