LAKİN YAŞLANDIM
Dünyayı içindeki her şeyiyle sırtına yüklenmiş ve olmazsa olmaz bir vazifeli olarak kendini kabullenmiş birisi olmadığımı anlamaya başladım.
Kargadan başka kuş yokmuşçasına arkadaşlarından başkasını tanımayan ve onlardan başkasına değer vermeyen birisi olmaktan yavaştan uzaklaştığımı fark ettim.
Minibüse binmenin ya da ‘ben bırakayım’ teklifine balıklama atlamanın sağlıklı yaşama isteğime ters olduğunu geç de olsa anladım.
Yanlış söylemlerinden dolayı birilerine kırılmamayı, düzeltmeler yapmak için olağanüstü çabalar sarf etmem gerekmediğini, insanların tamamının muhteşem varlıklar olamayacağının sırrına kendim dâhil ulaşılamayacağını idrak ettim.
Altın sarısı gümrah saçlarımın güneş altında parıldamasının olmasa da hayatın olabileceğini, kıyafetlerimin illa ütülü olmasının gerekmediğini, hele istemeden oluşan bir lekenin yaşantımızı derinden etkileyeceği kuruntusunun yersizliğini yürekten hissettim.
Yaşlıları, tabi ki benden fazla olanları, bilmem kaçıncı kez dinlemek mecburiyetinde kalacağımı, aynı şeyleri daha önceden anlatmıştınız uyarısının çok anlamsız olacağını, hele başka şeylere meylederseniz önce uyarıyı sonrasında da azarı işiteceğimi bile bile yemeyeceğimi öğrendim artık.
Farkında olmadan atılan çöpleri almanın beni çöpçü yapmayacağını bildiğim gibi, Çocuklara ayakkabılarımı boyatırsam ücreti fazladan vermenin ya da arkadaşlarıma ikramda bulunmaktan dolayı iflas etmeyeceğimi de artık biliyorum.
Emeklilik yaşını geçtiği halde çalışmaktan yüksünmeyenlerle pazarlık yapmayı bırakalı çok olmasına oldu amma onların kendi emeğinin karşılığını almasını sağlamanın ömrüne ömür kattığını da bu arada öğrendim.
Selamlaşmanın bir ihtiyaçtan çok ötelerde olduğunu ve sizin kadar karşınızdakileri de olumlu etkilediğini mümkün olduğunca yaşantımız içinde olması gerektiğini de gördüm.
Polimleri, ayak oyunları, düzenbazlıkları ile keyfimi kaçırmak isteyenlere karşı sabır iklimlerine sığınmayı, kirlenmişliklerden nasiplenmemeyi, beşeri münasebetlerin olumlu havada ilerlemesinin temininin gerekliliğini geç de olsa bilenlerdenim.
Beni mutluluktan uçuran şeyleri daha çok yapmayı şiar edindiğim gibi başkalarına da onları mutlu kılan şeyleri yapmalarını tavsiye verebilmeyi biliyorum.
Kişilik özelliklerimden farklılık gösterenlere saygılı olmayı kavradığım gibi bana da saygı gösterilmesi gerektiğinin bilinciyle, cömertçe iltifat ederek marifeti celp etmeyi öğrendim.
Zaman denilen muhteşem ilacın onulmaz yaraları tımar ettiğini sezdiğim andan beri onun şefkatli kollarına atılmayı ezberledim.
Duygularımın bana ait olduğunu ve özelim olduğunu içselleştirdikten sonra onlardan utanmamayı aksine onlarla daha keyifli bir ömür sürdürüleceğini fark ettim.
Geçip gidenlerin ardından üzülmek yerine hayır-dua etmenin erdemine vasıl oldum, bu minvalde kendimin adına son vakit endişesiyle daha fazla ceht eder oldum.
Saadetin otuzundan evvel gelmesi dileğiyle… Bütün bunları öğrendim, lakin yaşlandım…
Yakınlaşma çabalarınız karşılık bulsun. Kutlu ve mutlu bayramlarınız olsun.
Muammer AZMAK 20/07/2020
FACEBOOK YORUMLAR