Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

KAYIRMACILIK HASTALIĞI

25 Ocak 2024 - 00:00

KAYIRMACILIK 

Başlığımızdaki illetten kurtulabilme başarısını gösterebilir miyiz, bilemiyorum. Ancak bu melun marazdan kendimizi ve toplumumuzu kurtarmamız gerektiğini de şiddetle müdafa etmemiz gerektiğine inanıyorum.

Adlandırmamızı nasıl yaparsak yapalım, netice itibariyle aynı felaket ile karşı karşıya kaldığımızı gönül rahatlığı ile söylemek mümkündür. O zaman dikkatlere sunulması gereken bu hastalığın kılıktan kılığa girebilme becerisini sergiliyor olmasıdır.

Yandaşlık, taraftarlık, akrabalık, arkadaşlık, tanışıklık, mahallelik, memleketçilik, şehircilik, particilik, okulluluk, sınıfçılık, komşuluk, cemiyetçilik, cemaatçilik, kavmiyetçilik, mezhepçilik, dindarlık ve benzerleri ifadelenişlerin ardına sığınarak geliştirilen davranışlar bütününden, kelam olarak değil ama bir ölçme karşılığı olarak kesinlikle kurtulmalıyız.

Kendimize yakın hissettiklerimizle oluşturacağımız kitleler, bizi memnun eder, büyük bir çoğunluğun memnuniyetini sağlamak bu bağlamda pek mümkün gözükmemektedir. O halde başka ölçütleri değer ölçüsü olarak dikkatlerde tutmalıyız. Bu noktada işin ehli olmak önceliğimiz olmalı.

Emaneti ehline vermek, o işi iyi yapabilene bırakmak veya layığını bulmakta öncelik olmaktan çıkmamalıdır. Bozmak, yıkmak kavramları yapmak ve imar etmekten çokça kolaydır. Bu durumda temel ölçü liyakat sınırları içinde kaldığı müddetçe öz denetim kendiliğinden gerçekleştirilmiş olur, denetim ihtiyacına daha az müracaat edilir.

Vasıfsızlık bir özelliktir, buna da lüzum olan hal ve yer vardır, lakin bunu yukarıda saydığımız her kavram eliyle ilişkilendirerek yol almaya kalkılınca felakete çağrılar çıkarmaktan başka bir şey yapmış olmayız.

Kısaca bu bizden diye adlandırılan kayırmacılık illeti, aşağıdan yukarıya kadar bizim hücrelerimize giren virüs olarak sağlıklı olan her organımızın önce zaafa sonra atalete ve nihayetinde mahvımıza, hızla yol almamızın belirgin olmayan gizlenmiş sebebi olur.

Basit bir adlandırma olarak kabul edilen tanımlamalar, içerisinde barındırdıkları açık ve kapalı isimlendirmelerle kastı aşan farklı yerlere çekilmek, hatta esnetilmek ve daha da kötüsü sen benim kim olduğumu biliyor musun önemsemesiyle çarpışmak mecburiyeti doğurur.

Her çarpışma tamir edilse de izleri daima bilenlerin elinde silahtır. Nihayetinde toplumsal yaraların derinleşmesinin en temel sebeplerinden olur.


Kısaca söylemek gerekirse bir veciz söz ile sonuca gidelim. Sen ağa, ben ağa, pekiyi, ineği kim sağa!!! Süt azalmadan, eksilmeden, bitmeden, ağalık sevdamızı iyi bir gözden geçirmeliyiz. Gerekli tedbirleri almalıyız ki hastalığımız sağalsın.

Muammer AZMAK 14.01.2024
 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum