İNŞALLAH HAYROLA
İstemezdi görünmek göz önünde,
Meşhur olmak yok idi gönlünde,
Bahar ile yazı bulamadı ömründe,
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Çalıştı, çabaladı, altın bilezik kolunda,
Evlendi, barklandı, çoluk çocuk yolunda,
Torun torba derken murad aldı sonunda,
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Okurdu, yazardı, illa toprağa bakardı,
Bu nasıl olacak demez, düşününce anlardı.
Boş geçen zamanlara kandil gibi yanardı.
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Dağ, dere demez, durmadan, çokça gezerdi.
Yol bilmez, iz sürmezlerden, her dem bizardı.
Çabasız, gayretsiz, avantacı şöhretlere kızardı.
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Katık aramazdı, ekmeğini suya banardı.
Her daim memlekete, gönülden yanardı.
Atadan böyle gördük der, iyilikle anardı.
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Hep öğüt verdi, olmayın gönüllü köle.
El oğlu, nasıl gem vurdu, zıvır kum çöle.
Ya tutarsa diyerek maya çaldı, kuru göle.
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Baktı, baktırdı, el ele verdi, etti ettirdi,
Olmayanı bitmeyeni şikâyet etmeden yettirdi.
Yalan dünya, kastı olmadan ona da çok çektirdi.
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Gelimli dünyada, üç otuzu görmedi.
Ev, bark, tarla, takka, nedir. Demedi.
Çeşit çeşit nimetlerden, doyasıya yemedi.
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
Ademoğlu der ki ömrün olsun vakarlısı,
Toprak dosttur, lakin olmasın çayırlısı,
Gönlün bilmesi gerekmez, gitmenin de hayırlısı,
Ahiri, akıbeti, inşallah hayrola.
05/03/2019 Muammer AZMAK