İLET-İŞİM
Yazılar yazmalıyım, şehrin bütün evlerinin görünen tüm duvarlarına, hem de boyumdan daha da kocaman harflerle. Neden diye soracak olursan –genellikle böyle bir sorgulama yapanlar, derdini hâkime değil de mübaşire anlatanlar misali- konuyla doğrudan ilgisi olmayıp her türden düşünce alınır satılır tiryakilerdir de ondan derim, kestirmeden. Uzatırsam cevabımı zülfü yârime dokunan kısmı da aşikâr eyleyiveririm.
Yürek yangınlarımdır beni senin kapının önüne getirip der dest eden. Bir iletişim dönencesini fark ettiren sorunlu alanların çokluğundan ziyade iletişim çabalarının neticesinde ortaya çıkan iletişim çıkmazları belki de iletişim kopukluklarının çokluğu veya kullanım tarihi çoktan tüketilmiş malzemenin piyasada kendine ucuzluk pazarı oluşturmasıdır.
Geleceğimizin teminatı olacağına gönülden inandığımız yeni neslimize gözlerim, yedi gün yirmi dört saat, nazar ederken kendi aralarındaki, yeni türden anlaşma vasıtalarının kem kümlü halinden rahatsız olmamak mümkün değil. Lakin birikimin sahiplerinden mesafelerce öteden geçen anlaşılmazlık vasıtalarını aracı kılmalarını ve değişen iklimlerin keyfiyetinden habersiz iki ayrı memaliğin tebaalarında ortaya çıkan ‘hal bilmezlik dil bilmezlik’ belasına duçar olduklarını görmezlik edip var olan problemi yok saymam daha da bedbahtlığı ilen alakalıdır.
Bitmeyen susuzluk gibi hem içeni hem içmeyeni kavurup yakıyor bu durum. Oysa hüzünleri arttırmak yerine iletişim ağlarının alışılagelmiş olanlarından uzaklaşıp ben-sen dilini terk ederek biz ne yapabiliriz de buluşsak işlerin büyük çoğunluğunu kendiliğinden ortadan kaldırmış olacağız kanaatindeyim. Hele, sana nasıl yardımcı olabilirim? Benim yapabileceğim bir şeyler mutlaka vardır? Bu konudaki atacağın adımları benimle paylaşır mısın ve benzeri soruların sorunlu alanları daralttığı gibi sorunsuz alanları da genişleteceği muhakkaktır ki hayatımızdaki benzer birçok konun çözüm anahtarı olmuştur evvelden beri.
Kimsenin ışıklı neonlarda kaydı olmasını istemediğini söyleyemem ama sıkıntılarla, sorunla, meselelerle, anılmak istediğini düşünmek bile kıymet bilmezlik olur. Hüzünleri alabildiğine arttırmak, hicran yaralarını biteviye kanatmak, ufkumuzun çizgilerini kaybetmek, nihayetinde bizleri aynı yoksulluğa mahkûm ederken aynı karanlıkta boğma gayretlerinin ürünü olarak daima aramızı bozmanın da kahramanı olacaktır.
Yarının gözlerini kör eylemek muradımız olmasa gerektir. O halde aramızda var olan kopuk iletişimi tamir etmek yerine yeni malzemeyle tekrar mamur etmenin yollarını bulup özür anahtarıyla kapıları açmalıyız. Açılan kapılardan sizin için ne yapabiliriz? Koruyucu kalkanı ile hem kendimizi hem geleceğimizi güven altında tutma çabalarını arttırmalı ve onlara da bu davranışı azami olarak kazandırmanın gayretkeşliğinde olmalıyız.
Ayrı cephelerin neferi olmaktan kurtulmalıyız. Ayrı Saiklerin peşinden gitmediğimizi kendimize olduğu kadar muhataplarımıza da belletmenin yollarının farklı olduğunun farkına varmalıyız. İlla irtibatta kalmanın çıkışlarını yok etmemeliyiz. Devamlılık güzeldir onu daim kılan iletilerdir, kodlarımız yanıltıyorsa onları değiştirelim ve iletişimi koparmayalım. İyi bağlanmalar dileğiyle…
Muammer AZMAK 05.10.2019