İÇİMİZDEKİ FIRTINA
Yeryüzünden ilham alarak beslenir, zanaat.
İçe doğuşlar, farklı bakışlarla görünür, sanat.
Ölçümlerin nihayetinde ulaşılandır, kanaat.
Yapamadım edemedimle nihayet bulur, hayat.
Gerçeğe ulaştıran vasıtadır, kanıt ve delil.
Zayıflığın, etkisizliğin adıdır, aciz ve zelil.
Büyük, yüce olan Allah’tır, deriz biz Celil.
Yaptım, ettim demekle olunmuyor, makbul.
Görevi savurmak olan esintiye addır, yel.
Önüne kattığını siler süpürür, söylenir, sel.
Bakma öylecene, davran, yakınımıza gel.
Tıraş etmekle olmaz, gürlek saçların kel.
Ağlayınca feragat ettim zanneder yaştan, göz.
Göğsümde, sancılara sebeptir bir söylem, söz.
Keşkeler yanar derinlerde, sönmeyecek, köz.
Mesnetlendir, izah eyle, yaşanan çıkmazı, çöz.
Gaflet kaplamıştır her yanı, sanırsın sahra, çöl.
Söylenen sözler, aslı yok yaylasında, ıssız göl.
El ele vermiş gafiller, söylenceler nakarat, böl.
Ne gerek var, ey ahali! Yaşama sen, hemen öl.
Yalarsın, bıkmadan, usanmadan, daha çokça el.
Uyanık ol, oyunu gör, bağlanmaz hainlere, bel.
Her daim, kayadan parçalar koparır, esinti, yel.
Ne olursa olsun, içimizdeki fırtınayı dindir, gel.
Muammer AZMAK 28.12.2024
FACEBOOK YORUMLAR