Van depreminin üzerinden tam dokuz gün geldi ve geçti. Söylemesi ne kadar kolay geldi ve geçti. Geride kolayca bıraktığımız bu dokuz gün boyunca yaşanılanların tarifi mümkün olmayan acılar olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Bu tarifsiz acıların yanında kurtuluş mucizeleri devede kulak misali kaldığı gibi, bu acıları hafifletmeye de yetmemiştir düşüncesinde olanların sayısı da azımsanmayacak kadardır. Bu mucize görüntüsündeki kurtuluşlar küçük bir teselli ikramiyesi olarak oldukları yerde kala kalmışlardır.
Depremin hemen ardından, ilk saatlerden itibaren, özellikle ilk gün yaşanan organizasyon bozuklukları, koordinasyon eksiklikleri, yardım ekiplerinin intikallerinde meydana gelen gecikmeler, yetkili olanların bir kısmının da depremden etkilenmiş olmaları dikkatlerden uzak tutulmamalı. Sevk ve idare etmede ortaya çıkan masum zaafların kısa sürede bertaraf edilmesi, hayat devam ediyor kervanın yola düzülmesi, gereken her yere yardım elinin, şefkat elinin, uzanması, bir tas çorbanın kaynatılması, görünür yaraların sarılması, üşüyen bedenlerin ısıtılması olumlu başlangıçtı. Yorgunluğun atılması için yetersiz kalsa da çadırların kurulması, daha korunaklı Mevlana evleri namındaki barınakların sayı olarak çoğaltılması, bütün bunların ve benzeri faaliyetlerin yapılması güzel, olumlu ama yeterli olmayan bir tablo olarak karşımızda duruyor.
Depremin ilk günlerinden itibaren siyasilerin deprem bölgesindeki geçmiş olsun dileklerini iletme, olay yerinde inceleme, durum tespiti ve benzeri adlandırmalarla mahalli ziyaretlerinin bazı zamanlarda kastı aşan bir hale gelmesi, bazen de gövde gösterilerine dönüşmesi de soru işaretleriyle birlikte göz önünden geçen görüntüler olarak akıllardaki yerlerini koruyor. Daha sadeleştirilmiş bir görüntü mümkün değil mi?
Türkiye’nin deprem ile ilgili yapacakları zannedersem yeni başlıyor. Türk insanın yüreğinde olan, büyük özelliğimiz, zor günlerdeki birlik ve beraberliğimizi gösterme gayretlerini canı gönülden yapıyoruz. Elbette yardım seferberliği devam edecektir. Etmelidir de. Deprem bölgesine yapılan yardımlar yağmur gibi yağdırılmalı ama zayi edilmemeli. Hele telef hiç edilmemeli. İhtiyaç sahipleri iyi belirlenmeli tevzi buna göre gerçekleştirilmeli. Yağma- çapul gibi eylemlere fırsat tanınmamalı, hatta adından bile söz ettirilmemeli. Günümüz kış günü. Kış yok yoksulun tabii bir düşmanı gibi. En çok battaniye, ısıtıcı, giyim, örtü altı ihtiyacı karşılanmalı amma zihinler, yürekler, ruhlar katiyetle ihmal edilmemeli.
Yardımlarımızı yapıyoruz daha ne yapalım yanılgısına kapılmamalıyız. Orada yaşayanların acısı kısa zaman diliminde dinmeyecektir. Hatta inanın daha yeni başlıyor onların sıkıntıları ve dertleri. Bundan sonrasında ne olacağı, nasıl olacağı kaygısı bile büyük bir gaile olarak karşılarında duruyor. Yapıp – ettikleri ile yüzleşme kolay aşılacak bir engel değil. Yara almış binaları yıkıp yerine yenilerini yapmak maddi külfet ile geçiştirilir. Yaralanmış yürekleri, tekrar tekrar o dakikaları yaşayan zihinleri, derin izlerle çizilmiş ruhları yenilemek, hayata bağlamak kolay iş değil. Bu noktada yapılması gereken yardım, erbap elinden olmadığında hasar daha da büyük olacaktır gözlerden kaçırılmamalı. Yardım iyi niyete değil uzmanlara yaptırılmalı.
Arama ve kurtarma konusunda uzmanlaşmış ekiplerimiz çok önemli çalışmalar yaptılar ve birçok can kurtardılar. Bu vesile ile kendilerine müteşekkir olduğumuzu belirtmeliyim. Kurtarılanlar ile avunmak yerine onları tekrar hayata sıkıca bağlayacak uzmanları da seferber etmeliyiz. Ruhlardaki sarsıntı ve yıkıntıyı da bir an önce ortadan kaldırmalıyız. Ruhsal destek maddi desteğin önüne geçmeli. Ağlayan çehreler hiç olmazsa biraz tebessüm ettirilmeli.
Cumartesi arife, Pazar bayram… Bayram gelmiş neyime diyemiyoruz. Hayat devam ediyor acısıyla tatlısıyla. Fay hatları kırıldı, gönül hatları hem kuruldu, hem kuvvetlendi. Yaşayacağımız günlerde fay kırıkları canımızı yakmasın. Hicran yarası almış yürekler iyileşsin, bayram yürekleri serinletsin, kardeşliği berkitsin. Çatlak sesler tükensin, bayram güzel ve mutlu günlerin habercisi olsun. 01/11/2011 Muammer Azmak