FARKINDA MISIN?
Darağacına çekmek isteyenlerin elinde oyuncak olmak üzeriyiz bilmem farkında mısın, bilmem sen ve senin gibiler bin yıllık ulu çınar ağacının kendisinden sapı yapılmış baltayla doğranmak istendiğinin farkında mısın?
Sesimiz sizin kadar gür çıkmadığından mı, birlik beraberlik ruhunu göstermediğimizden mi sen ve senin gibiler şımarıklıktan ötelere geçip azıttıkça azıttığının farkında mısın?
Konuşa konuşa anlaştığımızın üzerinden asırlar geçmedi, anlaşmalarımızı görmezden geldiğinin ve hatta biraz da aşırılıklara meylettiğinin farkında mısın? Yürek yakmalarının anlaşılmaz ve dayanılmaz olduğunun hem senin hem de benim canımın yanmasına, yüreklerin dağlanmasına sebep olduğunun farkında mısın?
Sen, akıttığım gözyaşlarını görmezden gelirken yalnız kendim için olmadığının farkında mısın, sana dönüp yapma diyen yalvarışlarımın farkına ne zaman varacaksın, geceleri gündüzleri ayırt edemediğinin farkında mısın?
Ayrılığın rahmet bulutlarını dağıttığını söylerken samimiyetini nasıl yok ettiğinin farkında mısın, et ve tırnak misallemesinin bizim birlikteliğimize ne kadar yakıştığının ve sevdamız olmasaydı ortak bir dünyamızın da olmayacağının farkında mısın?
Kör karanlıkların kucağında durduğunun, üzerime basıp çiğneyip geçtiğinin, canımızı ziyadesiyle yakıp yıktığının ve daha nice benzersiz acıların sahibi olduğunun farkında mısın?
Gönül kapılarımızda karşılıklı el izlerimizin silinmezliğini bilmez misin, yüreklerimizde bile ayak izlerimiz varken sen, dilini dalağan otu gibi kullandığının farkında mısın?
Yağmurun, rahmet kuşatmasını andırırcasına seni sarıp sarmaladığımın, koruyup kolladığımın, kendimden ayrı tutmadığımın hakikatine ermiyorsun, bari senin için boyun büküp üzüldüğümün, içimin acıdığının farkında mısın?
Ömrümüz, topraklarımızda akan deli sular gibiydi, kah coşardı kah durulurdu, hiç usanmazdık dolup boşalmaktan, illa birbirimizin peşi sıra dolanır, mümbit toprakları bereketlendirir, keyfini sürerdik. Ne oldu da hangi hain eller yolumuza bentler gerdi de biz, birbirimizin yatağını tarumar eyler olduk, farkında mısın?
Batıl rüzgârlar bizi, birbirimizden uzaklara dağıtıp kem gözlerin nazar malzemesi yapmaya çalışırken bizim birbirimizi korumak ve kollamak yerine, elden ayaktan düşürmeye çalıştığımızın farkında mısın?
Maziyi düşünmeden, hatıraları gözlerden uzaklaştırmadan, yakıp yıkılan gönül şehrinden adımızı silmekle kalmadığının daha da ötesi dillere de bağlanmış kör bıçaklarla gönül vücudunu lime lime doğradığının farkında mısın?
Karşılıksız aşkların felaketler doğurduğunu bilmeyenimiz yoktur, masum bir sevdanın taraflarının birbirinin aşk yükünü taşıyamaz hale gelmesini anlamak mümkün; lakin diğerinin üzerine suçun yükünü devirip ‘sen ettin felaketi başımıza bela’ sözüyle kefenleme yaptığının farkında mısın?
Sen üzülme demeyeceğim artık, üzülmen için çaba sarf edeceğim hatta. Evlatlarımızı yedirtmekten vaz geçmelisin… Bilmem yaptıklarınla yanlış yolda olduğunun farkında mısın?
15.10.2015 Muammer AZMAK