EKMEK KIYMETTİR EKMEK NİMETTİR
Ekmek her şeydir. Her şey de ekmek içindir. Kazanmak zordur ama ekmeği yemek de kolay değildir. Ekmeği kazanmaya gidersin gitmesine fakat kazanmak için kavgaya düşersin bazen. Ekmeğine koşarsın bazen, koşarken birilerini çiğnersin bazen de el kapılarına bakarsın. Emrin başım üste derken diğer taraftan da ekmeğim başım üste dersin. Bir lokma ekmek içindir sıkıntılar, sabahları erken uyanmalar, yalakalıklar, düzenbazlıklar, tehditler, ölümler ve diğerleri.
Ekmeğime el uzanmasın deriz ve istemesek de gideriz ardından, kazanmaya daha çok kazanmaya çaba harcarız. Kazandığımız ekmeğimiz değil sanki özgürlüğümüzdür, verdiğimiz emek değil adeta savaştır bazılarınca ve dokundurtmaz ekmeğine. Ekmeden ekmeği, biçmeden ekini yemektir niyeti aziz nimeti.
Fırıncıya sorsak ekmeğimiz su ile undan yapılmış hamurdur. Tamirciye sorsak kir-pas ve eldeki nasırdır. Tüccara sorsan alıp satmaktır, paraya para katmaktır. Fakire sorsan ekmek aşa katıktır, zengine sorsan sofrada bir çeşittir. İşçiye sorsak emektir, alın teridir, haktır. Aşcıya sorsak bir fazla sattığı yemektir. Aşçı yamağına sorsak bütün gün boynundaki kirli önlüktür.
Yolculara desek nedir ekmek, diyecekler yolluktur. Çiftçilere desek nedir ekmek diyecekler bolluktur, verimdir, üretimdir, berekettir. Balıkçılara desek nedir ekmek diyecekler balıktır, sandaldır. Arıcıya desek nedir ekmek diyeceklerdir kovandır, baldır. Madencilere desek nedir ekmek diyecekler çok sert, işsizlere desek nedir ekmek diyecekler başımızdan gitmeyen büyük dert.
Ekmek, büyük bir nimettir der Sana, tüketirken düşer yanlışa. Yokluğunu görmeyenlerimiz, değerini bilmeyenlerimiz aramadığımız miktarda çoktur. Yolda, yerde görünce hemen kaldıranımız vardır. Çöpte dağlarca yığılmışı görüp de aldırmayanımızda vardır. Hiç olmazsa yüksekçe bir yere kaldırmalı ayak altından almalı diyenlerimizin olduğu gibi; kırıntısını bile ziyan etmem, avuçladığım gibi ağzıma atar, bereketi kaçırmam diyenlerimiz de az değildir. Elbette herkes kadrini kıymetini bilmeli, onun için harcanan nice emeğin-çabanın kıymetini bilmeli, heba olmasını önlemeli. Dahasıda olmalı kanaatimce, bayatladıysa biraz ısıtmalı, yumuşatmalı, lakin kesinlikle çöpe atmamalı.
Düşünsek taşınsak bir çıkar yol bulsak ihtiyacı olmayandan alsak, ihtiyacı olanı bulsak, iki ihtiyaçlıyı karşılaştırsak, çöpe atılmaya mâni olsak, israfın önüne geçsek, milli serveti arttırsak iyi olmaz mı? Bir parça ekmek için yalvaranlarla, ekmekten bunalanları, doyanları karşılaştıralım. Hiç ekmek bulamayanları bulalım, gözlerini açalım, acı ile değil sevgi ile baktıralım güzel olmaz mı? Ekmeğin değerini gelin anlatalım, israf etmenin kötülüğünü belirtelim, dikkat etmeyenlerin dikkatini toplayalım, alan eldense veren elin değerini geri getirelim, değerlerimizi değersizleştirenleri – ekmeği çöpe atanları- ellerini kıpırdatamaz hale getirelim hoş olmaz mı? Hiç bir kulunu düşürmesin dara. Her şeyi satın alır sanmayalım para, halden anlayanlar ne hoş ne ala, boşuna israfları bırakalım kenara, önce kalbimizden sonra yurdumuzdan ardından da atalım dünyamızdan müsrifleri olmaz mı?
Bu zamanda kimseden kimseye yoktur bir fayda, aklını başına devşir kardeşim, tırnağın varsa sende başını kaşı demektense harekete geçmeli. Çaresiz kalmış, geçinememiş, yolu kaybetmiş, ümitleri tükenmiş olanlara uzatmalı eli. Hakkıyla dağıtanlara sözümüz olamaz. Yoksullar bir dilimi ararken, halden anlamayanlar bön bön bakarken, İhtiyaçlı insanları görmeli gözümüz, aksi bir hali nasıl taşır özümüz. Havaların sıcaklığı gönül sıcaklığımızı arttırsın. Sımsıcak bir kucaklaşma yapalım, duygudaşlığımız dalgalar halinde sarsın cihanı. 24/06/2012 Muammer AZMAK