DÜŞÜNCE DÜNYAMIZDAN
Ciddi ve ağırbaşlı ve dahi vakarlıdır makale, boşa konuşmaz, iddiasını ispat eyler. Bu konuda sağdan soldan destek aldığı doğrudur. Tezini savunmak için amma sayıları amma düşünceleri ya da alıntıları payanda yaptığını söyleyenlere hak vermemek elde değil. İlla özgünlük vardır.
Kendi kendine söylenir durur deneme, anne gibidir hem sıcak hem içten hem de senli benli, bazen kaçırır kantarın topuzunu, der her şey bana göre… Ben’in ülkesidir adeta ve paydaşlara bırakır neticeyi, ben söyledim söyleyeceğimi der ve noktalar. Karşısında biri olduğunu sanır.
Sürekli konuşan derdini, meramını anlatan bir komşu gibidir sohbet, sanki birisi karşısında varmışçasına değil mi? Siz de biliyorsunuz? Kavlinden onaylama sorularını ihmal etmeden ve dokunmamazlık etmeden, bildiğiniz gibi, ifadeleriyle kendini destekleterek yol alır.
Havadan sudan günlük taze meselelerden bahseden bir arkadaş gibidir fıkra, taze yenildiğinde dokunmayan bayatlayınca da yenilmeyen bir yemektir. Zaten biz de sona bırakmayacak kadar merakımızın peşinden koşuveriyoruz. Ne de olsa olay fırından çıkmış taze ekmek kokusu gibi davetkârdır.
Tanık olduğu veya gözlemlediği ya da başından geçenleri bilmem kaçıncı defa anlatan dede gibidir anı lakin kandırmaz, aldatmaz, salt gerçeği haykırır ve menfaat karşılığı eğilmez ve bükülmez. Her an her yerde doğrulayabilirsiniz, salt anlaşılır bir dil ve göndergesel işlevle yer alır karşımızda.
Gerçeküstü hadiselerden dem vuran nenelerden çok farkı yoktur masalın hem eskidir hem de tevatür eksik değildir, hakikatle bağ kurmakta zorlanır insan amma onunla da mutlu rüyalara dalar gider. Maksat mutlu etmek ve rahatlatmaktır dinleyeni, ses aynı tınıda olmalı ki alıp gitsin diyarlardan diyarlara.
Bir vaiz duruşuna kurban edilmek istense de o coşkusuyla daha çok öğretmen tiplemesine bayılır, oysa devir değişti ve nutuk atan öğretmenler gittikçe gözden düşer oldular, nasihat ve öğüte hayır, örnekleme görelim diyenlerin nasipdar olduğudur. Her vakada sazı aynı akortla çaldırmaz, hep özellikler arar ki iştirak etsin. Yoksa tek başınıza kala kalırsınız.
Çekirdek aile karakterine sahiptir ve sınırlıdır fertlerinin sayısı ve sığınılacak derin olmayan dalgakıran gibidir hikâye ve öykünülür ondaki olaylara ve kahramanlara. Çokça değildir ondaki karakter ve tipler ve derinlere dalınmaz olaylarda ya da durumlarda. Yeni yüzmeye başlayan gibi kıyı boyunca dolanır veya birden batar ve çıkar, bittiğini anlamazsın.
Bazen sülalenizden daha geniş efradı ile çıkar karşınıza, geniş bir kadronun yanında gerçek bir zaman ve gerçek bir mekânla karşılar sizi olabildiğince cömert, karşılar sizi ayrıntılarıyla birlikte, tasvirlerle sizi zenginleştirir roman. Bazen ayrıntıları kaçırıverirsiniz bazen de olayları birbirine bağlayamazsınız, beklenmedik sonuçlar sizi çokça mutlu eder.
Mahbube gibidir çoğu zaman, ses verir görüntü vermez, bazen görüntü kaçamaktır. Lakin akıldan gitmez esrükleştirir peşinden gidenleri, ne şirin şeydir şiir. İster açık ister kapalı, isterse dümdüz olsun hep seveni vardır. Az laf çok iştir düsturu, bazen kaçırılır kelimelerin ayarı, anlamakta zorluk yaşanır çoklukla, yeniden yazılır adeta. Ayrılmayız onlardan, her dem okur her dem yazarız, kimse usanmaz onların varlığından, biz neredeysek onlarda orada bulunmaktan şikâyet etmezler.
Muammer AZMAK
15/02/2020