DÜŞÜM
Yol uzadıkça uzadı, hedefe varmak için hayli ayak sürümek gerektiği gerçeği beynimi bir örümcek ağı gibi sarmalıyordu. Birden ileride bir karaltının varlığını fark edip seslendim: Kim var orada!
Bir zaman sonra beklemenin neticesiz kalması sebebiyle tekrar seslendim. Dinledim, tekrar seslendim. Dinledim, tekraren seslendim amma beyhude gayretlerime bir cevap alamamıştım.
Biraz korkarak biraz ürkerek kalp çarpıntısını bastırmaya çalışarak ilerleme gayreti içine girdim fakat mesafe uzadıkça uzuyordu. Kendimle mücadele ederken bastığım yere dikkat etmeyince önümdeki su gölünü fark etmeyip içine yuvarlandığımda dünyaya veda ettiğim zannına kapılıverdim.
Hiçbir şeye yanmıyorum da yeni aldığım kadife pantolonum ile yeni gömleğin haline çok üzüldüm. Ardından kendi kendime söylenerek yerden doğrulmaya çalışırken de kendime kızmayı ve söylenmeyi de sürdürdüm.
Be adam önüne baksana! Bastığın yeri de görmüyor musun? Neyin kafasını yaşıyorsun? Derken üst başımın berbat olduğunun farkına, ayazın her yanımı sarmasıyla varabildim. Bir anda vücudumu saran titreme nöbeti, gözümü ve zihnimi açıverdi.
Takır takır vuran çenenin ritmine ayak uydurarak eve vardığımda, felaketin boyutunun sandığımdan çok olduğunu gördüm. Son yüz metresini adeta sürünerek tamamlayabildim. Zar zor eve girdim, soyundum, sağ ayağımın davul gibi şiştiğini o zaman fark ettim.
Temizlendim, paklandım, sakinleştim, lakin yeni bir korkunun esiri oldum. Acaba ayağıma ne oldu? O oldu bu oldu, sağlıkçılar imdadımıza yetişti. Kırık ayağımı sarıp sarmaladılar. Hastaneye kaldırdılar.
Süreç çok hızlı ilerledi, iyi bir tedavi ve telkin sonucunda acele etmeden, koltuk değneğinden yardım alarak yürümeye başladım. Başlamaz olaydım diyesim geliyor ama bir faydası yok. Çünkü yuvarlandığım merdiven boşluğu iki ayağımın kırılması hasılatıyla beni mahkûm ediverdi.
Yakınlarımın geçmiş olsun dilekleri içindeki teskin amaçlı söylemleri; Allah beterinden saklasın, şükretmek lazım gene de, iyisin, iyisin, maşallah deyişleri, sağlam kafanın da kırılması korkusuyla baş başa bıraktı.
Derinlerden gelen sesleniş ardından hafif dürtmeler beni daldığım düşlerden ayıktırıverdi. Baba kalk, baba kalk! Seslenişleri bir bahar müjdesiydi. Ayaklar alelacele yoklandıktan sonra sarıldığım kızımın baba sakin ol uyarısıyla ben, bana kavuştum. Hayr olsun inşallah. Meğer bütün olanlar benim düşüm imiş.
Muammer AZMAK 18.10.2022
FACEBOOK YORUMLAR