DUMANLI DAĞ
Sığındın mı Manisa’nın koynuna,
Oldun mu kurban sevdiğin boyuna,
Aldandın mı, geldin mi yine oyuna,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
Döktün mü ovanın düzüne yaşlarını,
Çattın mı yârinin yüzüne kaşlarını,
Verdin mi fakir fukarana aşlarını,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
Bentledin mi yaylandaki suların,
Yayladın mı bağrındaki atların,
Göğerdi mi ovandaki otların,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama
Besledin mi gelenlere göllerini,
Siper ettin mi gariplere gölgeni,
Duyurdun mu yabanlara bölgeni,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
Toplandı mı başına bulutların,
Kestirdin mi yollarını umutların,
Koca ovaya dökülsün yaşların,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
Topladı mı, dürdü mü, kıl çullarını,
Baktı mı, gördü mü, edna kullarını
Geldin mi, bildin mi, kötü hallarını,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
Uçmak mı ister gönlüm zirvende,
Kalmak mı ister aklım eteğinde,
Yatmak mı ister bedenim koyağında,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
Sığındım mı toprağına saklamaz bedeni,
Vardım mı yanına kör olası tanımaz beni,
Vermez mi ah koynundaki sevdiğimi,
Ağlama dumanlı dağlar ağlama.
28.12.2014 Muammer AZMAK