ÇEVRE
Çevre, insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam diye kısaca tanımlanır. Yani canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir. Çevre, hali hazırda ve geleceğimiz için çok önemli katkılarda bulunur. Eğer çevremizi kontrol altında tutamazsak, bu bizim için ileride pişman olunacak bir durum meydana getirir.
Çevreyi korumak için, yönetimsel olarak beklenti içinde olmak bir hak olarak var sayılsa bile; en azından bireysel olarak yapılabilecek bir takım önlemler bulunmaktadır. Bir miktar fedakârlık gösterilerek yapabileceklerimiz, geleceğimizin şekillenmesinde çok önemli etkiler meydana getirecektir.
Mesela çöpler, çöp poşetinin ağzı sıkıca bağlandıktan sonra çöp kutusuna atılmalıdır ki olası dağılmaların önü alınsın ve kirlenme bertaraf edilsin. Kâğıt, teneke, cam, pil gibi geri dönüşümü olan maddeler, geri dönüşüm kutularına atılmalıdır. Rast gele bir yerlere bırakılmamalı ki tekrar istifade etmek mümkün olsun. Zararları ortadan kalksın böylece.
Çevremize sahiplenmeli, değeri ve önemi çocuklarımıza öğretilmeli, hatta büyüklere de anlatılmalıdır. Hala bu konuda duyarsız davranan yetişkinlerimiz azımsanmayacak kadar var. Enerji tasarrufu mutlaka yapılmalı ki maliyeti yüksek teminlerden çok zarar görülmesin.
Ormanlar korunmalıdır lafzi olmaktan çıkarılmalı, Fatih’in emri gereği caydırıcılık ön plana taşınmalıdır. Ağaçlara zarar verenler, onları ihmal yolu ile de olsa telef edenler, mutlaka cezalandırılmalıdır.
Denizler, akarsular özelde, genelde ise bütün çevre kir olarak adlandırılacak her şeyden uzak tutulmalıdır. Ne bulursan at, işine yaramayacak olanı çevreye terk et alışkanlığını, bıraktırmak adına önce özendirici, sonrasında caydırıcı tedbir alma yollarına gidilmelidir.
Çimler her yerde görsel şölen malzemesi olarak kullanılırken, havanın serinliğine katkı yaparken, bizde adeta paspas gibi kullanılmaktadır. Üzerinde ateş yakılmaktan tutun da evcil hayvanların abdesthanesine kadar nice vasıfla anılmakta ve kullanılmaktadır. Piknikten sonra ateş söndürülmeli ve asla yerde çöp bırakılmamalıdır. Uyarı levhalarının yetersiz kaldığı bilinen bir durum bu yüzden daha kalıcı çözüm yollarını ortak akıl ile bulmak gerekir.
Yemyeşil, güzel bir çevrede izmaritin ne işi var. Kabuklu yiyeceklerin gübre olur saklambacı ile ortalığa dökülmesinin anlamlı bir yanı yok. Ucuz yakıt ile kirletilmiş havadan daha da pahalısı yok. Hele yaşadığı, oturduğu mekânlarda iç ifrazatın dışarı atılması, adeta tükürük yarışına kalkılmasının ödenecek bedeli yok. Gerekirse men-i tükürük yasası bile ihdas edilmeli. Çevreyi kirleten yerinde uyarılmalı. Çevre temizliği mutlaka davranışa dönüşmeli.
Şu güzel çevremize insanca davranmalıyız ki emanet edilen güzel çevreyi, asıl sahiplerine başına halel gelmeden teslim edebilelim. Güzel bahçeli evlerimiz, çiçekli kırlarımız, ağaçlı dağlarımız, mümbit ovalarımız, temiz çevremiz vardı. Bir baktık ki hepsi elimizden kayıp gidiyor. Daha fazla, daha fazla isteklerimizi karşılama adına.
Önce evlerimizin bahçelerini, kırlarımızın çiçeklerini, dağlarımızın ağaçlarını, ovalarımızın bereketini kaybettik. Şimdi sıra kendilerine geldi, bari onları kaybetmeyelim diye tedbir almamız gerekir. Kentlerin çarpıklığına, çürüklüğüne daha duyarlı olmalıyız. Ağaçların kesimine, yakılmasına kayıtsız kalmamalıyız. Havamızın oksijen fukarası olmasına göz yummamalıyız.
Bu kısa ömürde kaç yıl yaşarız hiç belli değil. Lakin harç yığınları, beton yığınları, yangınlar, hava kirliliği, doğal hayatın kayıpları, gözle görülür elle tutulur bir halde ve bizler naçar kalıyoruz, tüketme hırsımızın azgınlığının karşısında. Böyle olmamalı, hepimiz çevremiz ve dünyamız için el ele vermeliyiz.
Doğal çevre hayattır, biz içinde büyüyelim. Tabiatı, ne şekilde olursa olsun, kirletene engel olma çabası sergileyelim. Bilmeyenlere, bilinçsizce zarar verenlere doğru olanı öğretelim. Çevre için hepimiz, geliniz, el ele verelim.
Temizlik için kapımızın önü olsun başlangıç noktası. Temizlik erdemli bir davranıştır olsun bunun yaftası. Çoluk çocuk, büyük küçük demeden başlamalı kaygısı. Açılmış olan yaraların tez elden yapılmalı sargısı. Biz gösterirsek tabiata özeni o kendiliğinden sergiler istikrarı. Temiz toplum olmanın tekrar yazılsın kuralları, lafla peynir gemisi yürümez, yüreklere kazınmalı kuralları.
Hepimiz el ele verelim, fedakârlık yapalım. Çevremizin bilinçsiz düşmanlarına göğsümüzü gerelim. Çaresi yok mu diye soralım. Üzerine meselenin kafamızı yoralım. Sessiz kalmak yerine çokça sorumluluk alalım, vesselam… 16.08.2014 Muammer AZMAK