Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

ÇANAKKALE

17 Mart 2019 - 01:05 - Güncelleme: 17 Mart 2019 - 21:45

ÇANAKKALE

 

Aziz atalarım! Sizi duyumsayım diye yollarına vardım,

Aynalı Çarşı, Conkbayır’ı, Alçıtepe’yi, bütün taradım,

Geçer yıllar, aylar, haftalar, günler, ben size çatamadım.

Çile memesinden emdiğiniz ıstıraplar sütünü sağamadım…

 

Dağların dudakları, kulaklarıma, acıyı fısıldarken,

Ayaklarımda dolanıyor, bastığım yerlerin hüznü,

Tatların en çirkefleri, boğazımın çıkışında dururken,

Üzülmenin çırpınışları vaz geçmez, beni hırpalamaktan…

 

Ellerim, toprak olduğu vehmine kapıldığım yerlerde,

Toprak ha! Altı bin merminin isabeti metre karede,

Esaretin zincirlerini kıranların kırık kemikleri, etleri,

Ayakların titreyişlerine takılıp giden gözyaşların seli…

 

Yangınlara uğrasam da susuzluktan çatlasam da hep azadım,

Hicran varken sizlerin hatırasına sığınmak değildi, muradım,

Çırpınışları yüreklerimizin, ebediyete ulaşalım adım adım,

Can pazarının hengâmesinden çıkıp cana can bulmalıydım…

 

Yitenlerin acısından, kanayan baharın yok seyircisi,

Gözlerin donuklaşan bakışlarında peydahlanan acısı,

Düşmanların değil, kahreden dostların kör bıçağı,

İlahi bir çağrıya icabet gerektir, dualarla ey Çanakkale…

 

14.03.2019 Muammer AZMAK

Reklam