BİLMEK Mİ YAPMAK MI?
Hayatın içerisinde insana dokunmayan bilgi gerçekten bilmek midir? Bilmiyorum. Bilgiyi, neden bir hamal edasıyla taşımak taraftarlığını çoğaltmaya çalışırız? Bu suali ise hiç anlamlandıramıyorum. Yaşayarak ve yaparak öğrenmenin geçmişten geleceğe akıp gelen bir nehir gibi doyurucu olduğunu nasıl fark edemiyoruz. Yaparak öğrenmenin dayanılmaz hafifliğini kavramada neden beceri sergileyemiyoruz bunu da hiç çözemiyorum.
Salt bir anlatıcı hüviyetinde olmak erdem midir? Deseler, evet demek bahtiyarlığına kavuşmak isterim amma bazen, ya da yerine göre kısmen, demek daha sağlıklı bir yaklaşım olarak zihnimde beliriveriyor. Durağan bir ortamda duygudaşlık yaparak ne kadar dikkatimizi uyanık tutabiliyoruz sorusuna hep cevabını veremeyiz. Bir başka deyişle herkes bunu olumlu karşılayamaz.
Uygulayıcılar yerine uyuklayıcıların karşısında ‘ lafın harmanı olmaz’ olumsuzlamasını akla getirmeden makineli bir tüfek gibi dakikada iki yüz kırk kelimeden oluşan anlamlı bir birlik oluşturmak mümkün olmayacağı kanaatindeyim. Fizik ve coğrafya konumlandırmasıyla görsel bir şölen olsa bile alüvyon bir arazinin mümbitliğini sağlaması mümkün olmamaktadır.
Verim almanın en kolay yolu, bilgi hamalı olmak yerine, bilginin kullanıcısı olmaktan geçmektedir. Yaptığımız veya yaşadığımız her şeyi biraz zorlandığımız vakitte hemen hatırlayıveririz. Ardından memnuniyetimizi veya hoşlanmadığımızı ortaya koyacak sözcükleri bir an tereddüte kapılmadan sıralayıveririz. Oysa en beğendiğimizi belirttiğimiz vaaz ve nasihatten sonraya kalanlar belki de bir selin sürükleyip geride bıraktığından da az olacaktır, orada da istemli olmak veya hayata geçirmek önem arz etmektedir.
Tecrübi hayat, insanı olgunlaştırma anlamında, anlatıları dinlemekten çok daha fazla katkı sağlamaktadır. Yapıp-etmelerin temellendirmesi bir sonrakinde ilkinden daha iyiye sevk ederken dinlediklerimiz ise bizi biraz daha biliyorum rahatlığının bataklığına çekmekten ırak olmamaktadır.
Uygulama alanı bulan bütün görgüler bizim tekâmülümüzün döşeme taşları gibi düzgün, gezilebilir, engelleri tek tek kaldırılmış ve ideal noktaya taşınmış bir yol izlenimi ile buluşturur.
Bilmekten ziyade yapmak, görmekten ziyade uygulamak hayatı dolu dolu yaşamayı sağladığı gibi imrenilen, zevk veren, yakınında bulunmaktan mutlu olacağımız adamların oluşmasının baş mimarıdır. Bulabilmek ve görmek umuduyla…
Muammer AZMAK
18/11/2019